Türk Çağdaşlaşması (Atatürkçülük)
TÜRK ÇAĞDAŞLAŞMASI
Atatürkçülük
Atatürkçülük, Türk milletinin tarihinden, ihtiyaçlarından ve gerçeklerinden doğan, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı hedefleyen bir düşünce sistemidir. Bu düşünce sistemine göre Mustafa Kemal Atatürk'ün faaliyetlerinde öne çıkan ana hedefler;
- Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesi,
- Türk halkının huzur ve refah içinde yaşaması,
- Devlet yönetiminde halk egemenliğinin temel alınması,
- Akıl ve bilime önem verilerek Türk kültürünün evrensel bir nitelik kazanması için çaba harcanmasıdır.
Bu hedeflere ulaşmak adına, Mustafa Kemal Atatürk tarafından ortaya konulan düşünce ve ilkelerin bütününe "Atatürkçülük" denir. Atatürkçülük aynı zamanda "Atatürkçü Düşünce Sistemi" olarak da adlandırılır.
Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin başlıca amaçları:
- Ulusal kültürümüze ait değerlerimizi akıl ve bilim rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak,
- Türk milletinin her alanda en ileri toplumlar düzeyine çıkmasını sağlamak,
- Çağın gereklerini dikkate alarak eskimiş ve ömrünü tamamlamış kurumlar yerine, çağdaş nitelikte sosyal ve siyasal kurumlar oluşturmak,
- Ulusal bağımsızlığın tam olarak gerçekleşmesini sağlamak,
- Ulus egemenliğini, siyasal sistemin temeli olarak görmek,
- Özgür düşünce temelinde devlet kurumlarının, laik ilkeler doğrultusunda çalışmasına imkan vermek,
- Türk halkının, huzur ve refah içerisinde mutlu bir yaşam sürdürmesini sağlamaktır.
- Bu amaçlar, Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin temel hedeflerini ortaya koymakla birlikte bu düşünce sisteminin dinamik bir yapıya sahip olması, çağın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenmesine ve gelişmesine olanak sağlamıştır.
Atatürkçülüğün Nitelikleri:
Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletini her alanda çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı amaçlayan bir yol izlemiş ve bu yolda gerçekleştirilen faaliyetlerle Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin temelleri atılmıştır.
Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin temel nitelikleri şunlardır:
Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuştur.
Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra elde edilen topraklarda yaşayan halk, uzun yıllar ihmal edilen çalışmalar nedeniyle yoksul, bitkin ve perişan bir durumdaydı. Bu ortam, hızla çağdaşlaşma ihtiyacı doğurmuş ve bu ihtiyaç doğrultusunda yenilikler yapılmıştır. Bu durum, Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin Türk milletinin ihtiyaçlarından doğduğunu kanıtlamaktadır.
Atatürkçü Düşünce Sistemi, eyleme dayanan uygulamalarla birbirini tamamlayan bir bütündür.
Millî Mücadele hareketi, bir yandan ulusal bağımsızlığı sağlama öte yandan da ulusal egemenliği gerçekleştirme hedefleri içinde yürütülmüştür. Bu durum, Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin birbirini tamamlayan uygulamalar bütünü olduğunun en somut kanıtıdır.
Atatürkçü Düşünce Sistemi, evrensel özellikler içeren barışçı düşüncelerden oluşmuştur.
Bunun en önemli kanıtı gerek ulusal bağımsızlık gerekse ulusal egemenlik yolunda atılan adımların dünyanın tüm ezilen uluslarına örnek olmasıdır. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü de Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin barışçı niteliğini vurgular.
Atatürkçü Düşünce Sistemi, her türlü eylemde akıl ve bilimi esas alır.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması, üniversite reformunun yapılması, falcılık, muskacılık, büyücülük gibi akıl dışı uygulamaların yasaklanması Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin bu özelliğini kanıtlayan faaliyetlerdir.
Mustafa Kemal, Atatürkçü Düşünce Sistemi ile ilgili görüşlerini şu sözleriyle ifade etmiştir: "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar."
Mustafa Kemal Atatürk'ün konuşmasından da anlaşılacağı üzere Atatürkçü Düşünce Sistemi; akıl ve bilimi esas alan, evrensel, barışçı, Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuş ve birbirini tamamlayan eylem ve düşünceler bütünüdür.
Ekleyen : dersimiz.com