Sözcükte Anlam Özellikleri
Sözcükte Anlam Özellikleri
1) GERÇEK ANLAM (TEMEL ANLAM):
* Sözcüğün ilk akla gelen anlamıdır.
* Herkes tarafından bilinen anlamıdır.
* En yaygın anlamıdır.
Üstüne basınca, tahta kırıldı. (Bölünmek, parçalanmak.)
Alçak tepelere dahi kar yağmış. (Seviye)
Soğuk hava tüm yurdu etkiledi. (Isı)
2) YAN ANLAM (YAKIŞTIRMACA):
*Bir sözcüğün temel anlamı ile ilgili kazandığı yeni anlama "yan anlam" denir.
*Gerçek anlama yakındır.
*Çoğu zaman, canlılara ait organ ya da kısımların, cansız varlıklara yakıştırılması ile oluşur.
*Gerçek anlamda karşıladığı varlığa benzerlik söz konusudur.
Masanın ayağını yeni tamir ettirmiştim.
Kapının kolu elimde kaldı.
Burnu aşınmış ayakkabılarla dolaşıyordu.
3)YANSIMA SÖZCÜKLER:
*Tabiattaki seslerin taklidi ile oluşan sözcüklere "yansıma sözcükler" denir.
*Kelimeden muhakkak ses gelmelidir.
Vızıltı, mırıltı, fısıltı, gürültü, çatırtı, patırtı, havlama, horlama
Not: Yansıma olmayan kelimeler: Pırıltı, ışıltı, bulantı, kızartı, kabartı, kişnemek, kükremek
4) SÖZCÜKTE DOLAYLAMA :
*Bir kelime ile anlatılabilecek bir kavramı, birden fazla kelime ile anlatmaya "dolaylama" denir.
Bu sene bacasız sanayi gelirleri düştü. (Turizm)
Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu. (Tüfek)
Bu yöremiz kara elmas açısından zengindir. (Kömür)
Atatürk: Büyük kurtarıcı
Kıbrıs: Yavru vatan
Balık: Derya kuzusu
Aslan: Ormanlar kralı
Kaleci: File bekçisi dersimiz.com
5) SOMUT ANLAMLI SÖZCÜKLER (SOMUT SÖZCÜKLER) :
*Duyu organlarımızın biri veya birkaçı ile algılayabildiğimiz kavramların adları "somut anlamlı" dır.
Hava, ses, ışık, insan, elektrik, yıldırım, soğuk
6 ) SOYUT ANLAM (SOYUT SÖZCÜK)
*Duyu organlarımızın hiçbiri ile algılayamadığımız kavramların adları "soyut anlamlı" dır.
*Duygular ve metafizik ile ilgili kavramlar, soyut anlam içerir.
Nefret, sevgi, akıl, mutluluk, cesaret, melek, şeytan…
7) SOMUTLAMA NEDİR
Somutlama Nedir : Soyut anlamlı sözcüğün, somut anlam kazanmasıdır.
Kötülerle arkadaşlık yapmayın. (Kötü insanlar kastedilmiş.)
Cesurlar sayesinde bugünlere geldik. (Cesur insanlar kastedilmiş.)
8)SOYUTLAMA NEDİR
Soyutlama Nedir: Somut anlamlı bir sözcüğün, soyut anlam kazanmasıdır.
Ahmet, çok yürekli bir arkadaşımızdı. (Cesaret kastedilmiş.)
Bu soruyu çözmenin bir yolu olmalı. (Yöntem kastedilmiş.)
9) EŞANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER
*Yazılışları farklı, anlamları aynı olan sözcüklere "eşanlamlı sözcükler" denir.
Doğa-Tabiat, Muallim-Öğretmen, Okul-Mektep, Şart-Koşul, Cebren-Zorla
Not: Eş anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
10) SESTEŞ (EŞSESLİ) SÖZCÜKLER:
*Yazılışları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere "eşsesli sözcükler (sesteş sözcükler)" denir.
Eller bu işe ne der? (Yabancılar)
Elim iyice şişti. (Vücudun bir bölümü)
11) SÖZCÜKTE MECAZ ANLAM:
*Sözcüğün, temel anlamının dışında kazandığı yeni anlama "mecaz anlam" denir.
*Mecaz anlamda, soyut olanı somut sözcükle karşılama vardır.
İnce düşüncelere daldığı her halinden belliydi. (Düşünceler "ince" olmaz.)
Bu davranışına çok kırıldım. (İnsan "kırılmaz".)
İnsanlara karşı alçakça düşünceler besliyordu. (Düşünceler "alçak" olmaz.)
Tatlı bir ilkbahar akşamında rastlamıştım, ona. (Akşam "tatlı" olmaz.)
Bana karşı davranışlarında soğukluk vardı. (Davranış "soğuk" olmaz.)
>>>Kuşun kanadı. (Gerçek anlam)
>>>Hükümetin sol kanadı. (Mecaz anlam)
>>>Uçağın kanadı. (Yan anlam)
12) TERİM ANLAM:
*Herhangi bir bilim, sanat ya da meslek dalı ile ilgili özel anlamlı sözcüklere terim anlam denir.
Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir. (Geometri)
Gazelin beyitleri arasında bütünlük yoktu. (Edebiyat)
Hakem penaltı atışı için düdüğünü çaldı. (Futbol)
Oyun üç perdeden oluşuyordu. (Tiyatro)
13) AD AKTARMASI (MECAZ-I MÜRSEL)
*Benzetme ilgisi olmaksızın, bir kavramın, başka bir kavram ile karşılanmasına "ad aktarması" denir.
*Kavramlar arasında bir anlam ilişkisi bulunmalıdır. (İç-Dış, Parça-Bütün, Yazar-Yapıt vs.)
Ayaklarını çıkarmadan içeri girme. (Ayakkabı - İç verilip dış kastedilmiş.)
Soba yanınca ortalık ısındı. (Yakıt- Dış verilip iç kastedilmiş.)
Acaba, Ankara bu konuda ne düşünüyor? (Hükümet)
Gemi, İzmir'e yanaştı. (Liman)
Turnuvaya ünlü raketler katılıyor. (Sporcu)
Yaylıya binip, bir tur attık. (Araba)
Marmara'da yelkenli ile geziyorlardı. (Deniz)
Yahya Kemal'i sık sık okurum. (Kitaplarını)
14) SÖZCÜKTE GENEL ANLAM - SÖZCÜKTE ÖZEL ANLAM:
*Aynı türden varlıkları topluca karşılayan sözcükler, genel; tek tek karşılayan sözcükler, özel anlamlıdır.
*Genel yada özel anlamlı olma, sözcüklerin birbiri ile karşılaştırılmasına bağlıdır.
Varlık - Canlı - Orman - Ağaç - Meşe
En genel: Varlık
En özel: Meşe
Örneğin, "Orman", "Ağaç"a göre genel; "Canlı"ya göre özeldir.
15) SÖZCÜKTE NİTEL ANLAM - SÖZCÜKTE NİCEL ANLAM:
*Varlıkların veya eylemlerin niteliklerini (özelliklerini) bildiren sözcükler, "nitel"; varlıkların veya eylemlerin miktarını (sayısal değerini) bildiren sözcükler, "nicel" anlamlıdır.
Beyaz mendilini çıkarıp, alnının terini sildi. (Nitel)
Güzel günler sizin olacak. (Nitel)
Üç çocuk yanıma geldi. (Nicel)
Eline 5 taş alıp, suya attı. (Nicel)
16)İKİLEMELER:
*Anlatımı etkili hale getirmek yada anlamı pekiştirmek için yapılan kelime tekrarına "ikileme" denir.
*İkilemeler değişik şekillerde oluşabilir:
a) Aynı kelimeyle yapılan ikilemeler:
Uzun uzun, Boy boy, Ağır ağır…
b) Yakın anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler:
Kılık kıyafet, Mal mülk, Ak pak, Akıl fikir, Doğru dürüst…
c) Zıt anlamlı kelimelerle yapılan ikilemeler:
İyi kötü, Aşağı yukarı, Er geç, İrili ufaklı…
d) Biri anlamlı, biri anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler:
Eski püskü, Ev mev, Eğri büğrü, Saçma sapan…
e) İkisi de anlamsız kelimelerle yapılan ikilemeler:
Ivır zıvır, Çıtı pıtı, Abur cubur, Eciş bücüş, Mırın kırın, Abuk subuk, Paldır küldür
f) Yansıma kelimelerle yapılan ikilemeler:
Çatır çatır, horul horul, kütür kütür
g) Belli bir kurala bağlanmadan yapılan ikilemeler:
Kurda kuşa, iğneden ipliğe, tası tarağı… dersimiz.com
17) ÖZDEYİŞ (VECİZE):
*Söyleyeni belli özlü sözlere "özdeyiş" denir.
"Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir"
Mustafa Kemal Atatürk
18) KARŞIT ANLAMLI SÖZCÜKLER (ZIT ANLAMLI SÖZCÜKLER):
*Anlamca birbiriyle çelişen, birbirinin karşıtı olan sözcüklere "zıt anlamlı sözcükler" denir.
Al-Ver, Hafif-Ağır, Güzel-Çirkin, İnmek-Çıkmak, Dar-Geniş, Hızlı-Yavaş
Not: Bir kelimenin olumsuzu, o kelimenin karşıt anlamlısı değildir.
Tatlı X Tatsız (Olmaz) Doğrusu: Tatlı X Acı
Canlı X Cansız (Olmaz) Doğrusu: Canlı X Ölü
Gel X Gelme (Olmaz) Doğrusu: Gel X Git
ÖRNEKLER:büyük = küçük, bağımsızlık = tutsaklık, çekmek = itmek, batı = doğu, barış = savaş, çarpma = bölme, cömert = cimri, çabuk = yavaş,dert = derman, darılmak = barışmak, dik = eğik, çalışkan = tembel, cevap = soru, cesaret = korkaklık, cılız = gürbüz, donuk = parlak, duru = bulanık, eski = yeni, el(yabancı) = tanıdık, eksik = fazla, esaret = özgürlük, düş = gerçek,
düşman = dost, dahil = hariç, dikit = sarkıt, erkekler = kadınlar, fakir = zengin, alçak gönüllü = kibirli, afacan = uslu, anormal = normal, ak = kara, alıcı = satıcı, ast = üst, aşağı = yukarı, aynı = farklı, atılgan = çekingen, aydınlık = karanlık, bolluk = kıtlık, borç = alacak, bekâr = evli, başlamak = bitirmek, bulanık = duru, geçmiş = gelecek, geri = ileri, aktif = pasif, acemi = usta, artı = eksi, açık = kapalı, azami = asgari, alt = üst, alçak = yüksek, ağır = hafif, arka = ön, acı = tatlı, azalmak = çoğalmak
19) ATASÖZLERİ:
*Söyleyeni belli olmayan, tecrübe ürünü, öğüt verici, kalıplaşmış (değiştirilemez), yargı bildiren cümlelere "atasözü" denir.
*Genelde mecaz anlam içerirler.
*Bazı atasözlerinde gerçek anlam (temel anlam) ön plandadır.
Ayağını yorganına göre uzat.
Can çıkmayınca, huy çıkmaz.
Balık baştan kokar.
Sakla samanı, gelir zamanı.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Dost ile ye, iç; alışveriş yapma. (Gerçek anlamlı)
Son pişmanlık fayda vermez. (Temel anlamlı)
Bugünün işini yarına bırakma. (Gerçek anlamlı)
20) DEYİMLER
*En az iki sözcükten oluşan, genelde mecaz anlamlı kullanılan, kalıplaşmış (değiştirilemez) söz gruplarıdır.
*Genelde bir eylem ifade ederler.
*Bazı deyimler gerçek anlamlı olabilir.
Babamın dönmesini dört gözle bekliyorum.
Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı.
O günleri mumla arıyorum.
Söylediklerime dudak büküyordu.
Tabanları yağlayıp, kaçalım.
Çoğu gitti, azı kaldı. (Gerçek anlamlı)
Hem suçlu, hem güçlü. (Gerçek anlamlı)
Özrü kabahatinden büyük. (Gerçek anlamlı)
Ekleyen : notbak.com