Metin Nedir?
METİN
Metin Arapçada sağlam ve dayanıklı anlamına gelen bir kökten türetilmiştir. Fransızcada ve diğer birçok batı dillerinde ise dokumak (örülmek) anlamına gelen "texte" kelimesiyle karşılanmaktadır. Öyleyse metin kelimesi dille gerçekleştirilmiş sağlam ve anlamlı örgüyü düşündürmektedir.
Metin, cümlelerden oluşan ( örülen ) bir anlatma ve anlaşma aracıdır. Sesten paragrafa uzanan çizgide her dil birliği metnin oluşmasına hizmet eder. Amaç dille anlatma ve anlaşmadır. Anlatma ve anlaşmanın amacı, konusu, kullanılan iletişim kanalı ve hedef kitle metnin türünü, boyutunu, anlatım biçimini ve dil özelliklerini belirler. Bilimsel, felsefi, edebi metinlerle günlük hayatın akışını düzenleyen metinler birbirlerinden farklıdır. Hedef alınan okuyucu kitlesi de metnin yapısı ve anlatımı üzerinde etkili olur.
Metinler yazılış amaçları, hedef kitleleri, anlatım biçimleri, gerçeklikle ilişkileri bakımlarından gruplandırmak mümkündür. Ancak bunlar arasında en geçerli ve yararlı gruplandırma metinleri öğretici ve sanat metinleri olmak üzere önce ikiye ayırmak, sonra da her metni kendi özellikleri ve benzerleriyle tanımaya ve açıklamaya çalışmaktır. Sanat metinlerine yaygın ve benimsenmiş adıyla edebi metinler adı verilmektedir. Bunlar da edebiyat denilen güzel sanat dalı içinde düşünülür ve değerlendirilir.
Her metnin kendine özgü anlatım biçimi vardır. Bazı metinler öğretmeyi, bazıları düşündürmeyi, kimileri sezdirip duygulandırmayı amaçlar. Sanat metinlerinin anlamı değil anlamları vardır. Her okunduğunda, seyredildiğinde, duyulduğunda yeniden kurulurlar.
Metin iletişim aracıdır.
Metni meydana getiren unsurlar, cümle, kişi, mekân ve olaylardır.
Metin ifade şekli bakımından manzum ve mensur olmak üzere ikiye ayrılır.
Kaynak: Şerif AKTAŞ
TÜR NEDİR?
Edebiyat eserlerinin biçimlerine, teknik özelliklerine ve konularına göre ayrıldığı çeşitlere tür denir. Edebiyat türleri, değişmeyen yazı kalıpları değildir. Toplumlarda zamanla kendini gösteren değişiklikler, yeni ihtiyaçların ortaya çıkmasına, bunların yazıya yansıması da yeni türlerin doğmasına yol açmıştır. Sözgelimi ilkçağ edebiyatına şiir, tiyatro gibi sadece birkaç tür varken; daha sonraki dönemlerde hikaye, roman türleri doğmuş, gazetenin yaygınlaşmasından sonra da makale, fıkra gibi türler ortaya çıkmıştır.
Ekleyen : notbak.com