Kültürün Temel Kavramları

VI. KÜLTÜRÜN TEMEL KAVRAMLARI

1. Alt kültür: Bir toplumun ana kültürü içinde yöresel olarak paylaşılan kültürlere denir. Yani kültürün kendi içinde alt birimlere ayrılması ve bölgesel farklılıklar göstermesidir. Mesela; Karadeniz ve İç Anadolu bölgesindeki yaşama biçimindeki farklılıklar alt kültürdür.

 

2. Popüler kültür: Halk tarafından seçilen, sevilen, halka ait anlamına gelen kültürdür. Kalıcılığı olmayan, profesyonelce kurgulanmış, işlevsel kaygılar gütmeden üretilip yaygın hale gelmiş ve kabul görmüş hızlı tüketilen kültürdür. Yani kısacası belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel özelliklerin bütünüdür. Mesela; kurtlar vadisi.

 

3. Halk kültürü: Halkın kendiliğinden doğa ve toplumsal çevresiyle kurduğu ilişkilerin bir uzantısı olarak ürettiği, yaşattığı ve katıldığı kültürdür. Kısacası halk kültürü hayatın yaşanma biçimine ilişkin ortak tecrübelerine dayanan kültürdür. Yani halk kültürüne dair unsurlar gerçek yaşamla sıkı bağlara sahiptir. Mesela; halk oyunları, halk türküleri, gelenekler, adetler, töreler belli bir yaşam biçiminin karşılıklarıdır.

Halk kültürü, popüler kültüre göre daha kalıcıdır. Halk kültürünün unsurlarını yeniden üreten ve bunları ekonomik kazançlar adına yapan profesyoneller bulunmaz.

 

4. Baskın kültür: Bir toplumda var olan farklı kültürler içinde egemen olan, en çok kabul gören, benimsenen, yaşanan yaygın kültürdür.

 

5. Kültürleme: Bireyin doğumdan ölüme kadar toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde etkilenmesi ve değiştirilmesidir.

 

6. Kültürlenme: İki farklı kültürün karşılaşmaları ve etkileşimde bulunmaları sonucu kendi kültürlerinde olmayan yeni bir kültürel bileşime ulaşmalarıdır. Mesela; Bulgaristan’dan gelen göçmen ailelerin yerleştirildiği köyler civarında bir süre sonra Türklerle karşılıklı etkileşim sonucunda, ne Bulgar ne Türk kültüründe olmayan yeni davranış örüntüleri ortaya çıkmaktadır.

Son yıllarda ülkemizde hızla gelişip yayılan ve ulusal boyutlara ulaşan arabesk, gecekondulaşma olguları da birer kültürlenmedir.

 

7. Kültürleşme: Farklı kültürlerin karşılıklı etkileşimi ile gerçekleşen serbest kültür alış-verişidir.

 

8. Kültürel değişme: Yaşama tarzı olan kültürün, zaman içinde toplumdaki farklılaşmasıdır.

 

9. Kültürel yayılma: Bir kültürde ortaya çıkan kültür unsurlarının başka kültürlere yayılmasıdır. Mesela; Televizyonun, Amerikan futbolunun yayılması gibi.

 

10. Kültür emperyalizmi: Bir ülkenin ekonomik ve siyasî çıkarlarını gerçekleştirmek için başka ülkelere uyguladığı yayılmacı kültür politikasıdır.

Özellikle, ekonomik ve askerî alanda güçlü olan ülkeler, diğer ülkeleri sömürmenin yolu olarak emperyalist kültür politikaları geliştirip uygulamaktadırlar.

 

11. Kültürel yozlaşma: İşlevlerini yitirmiş kültür unsurlarının varlığını biçimsel olarak yaşatmaya çalışması ve yerine yenilerinin konulamaması durumunda ortaya çıkan duruma denir.

Kültürel yozlaşma, kültür emperyalizmi ve kültürleşme sonucunda, bir toplumun, kültürel öğelerinde bozulma başladığı zaman ortaya çıkar.

 

12. Kültürel asimilasyon: Bir kültürün başka bir kültürü egemenliği altına alarak kendine benzeterek yani kendi içinde eriterek onu yok etmesidir. Asimilasyon, kültür emperyalizminin gizli ya da açık olarak izlediği zora dayalı politikaları ile gerçekleştirilmeye çalışılabilir. Bu duruma zorla kültürleme adı verilir.

© dersimiz.com

13. Kültürel çatışma: Farklı kültürlerin veya alt kültürlerin karşılıklı çatışmasıdır.

Bir kültüre diğer kültürlerden (dışardan) giren bazı öğelerin, toplumdaki bazı gruplar ve bireyler tarafından benimsenmemesi sonucu ortaya çıkar.

Kültürel çatışma, vurma, kırma, hor görülme olarak ortaya çıkarsa kavga ve teröre neden olabilir.

 

14. Kültürel şok: Bir kültürden başka bir kültüre geçen bireylerin yeni kültüre ayak uyduramaması sonucu ortaya çıkan çatışma ve bunalımlara denir. Mesela; Türkiye’den Almanya’ya giden ilk işçi ailelerinin içine düştüğü durum.

 

15. Kültürel merkeziyetçilik (etnosantrizm): Kişinin kendi kültürünü, temel alarak, diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesidir. Aşırı merkeziyetçi görüş karşılıklı anlayışı ve hoşgörüyü kabul etmez. Mesela; ırkçılık etnosantrik bir görüştür.

 

16. Kültürel çözülme: Kültürün maddi ve manevi unsurlarının birbirine uyum sağlayamaması halinde veya değişme hızlarının dengesizlik oluşturması durumunda yaşanan durumdur.

Başka bir deyişle toplumu ayakta tutan inanç ve değer sistemlerinin etkisini kaybetmesi, toplumsal kurumların yeni norm ve değerlere uyum sağlayamaması durumudur.

Mesela; toplumda suç oranlarının fazla olması kültürel çözülmeye işarettir.

 

17. Kültürel gecikme: Kültürel unsurlarının (maddi ve manevi) değişme hızının aynı olmamasından doğan ve bazı unsurları hızla ilerlerken bazılarının geri kalmasından doğan dengesizliktir.

Genelde maddi unsurlar hızlı değişirken, manevi unsurlar daha yavaş değişir ve kültürel gecikme gerçekleşir. Özellikle bir buluş ya da üretilen bir teknolojik araç o ülkeye hızlı ve ani bir şekilde girdiği zaman toplumda hızlı değişmelere neden olmaktadır. İşte bu hızlı değişimin sonucunda kültürel gecikme durumu ortaya çıkmaktadır.


Ekleyen : SERKAN DÖRTKAŞ