Kimyasal Silahlar
KİMYASAL SİLAHLAR
Kimyasal silahlar insan sağlığına ağır zararlar veren yada ölümüne yol açan genellikle zararlı bileşiklerdir. Genellikle askeri amaçlarla kullanılan bu bileşikler sinir sisteminin felç olmasına (sinir gazları); geçici körlük, sağırlık, felç yada kusmaya; deride, gözlerde ağır yanıklara ya da solunum güçlüğüne yol açar. Düşmandan saklanmak yada düşmanı aşırtmak amacıyla kullanılan sis ve yangın bombaları ile düşmanın yerini saptamak amacıyla kullanılan kimyasal yaprak dökücüler ve ot dökücülerde kimyasal silah olarak kabul edilir.
Kimyasal silahların kullanımı, bunları yasaklayan Lahey Konferansları kararlarına karşın, ilk olarak Birinci Dünya Savaşında önem kazanmıştır. 1915 -18 arasında Alman'ların ard arda geliştirdikleri zehirli gazlar kısa bir süre içinde itilaf devletlerince de yapılıp kullanılmaya başlamıştır. Ocak 1915'de Almanlar, ilk kez Polonyada Ruslara karşı kullandıkları klor gazı ile başarılı olmamışlar ama 22 Nisan'da Flandrea 'da İngiliz ve Fransızlara karşı aynı gazı kullandıklarında beklentilerinin ötesinde bir taktik zafer kazanmışlardır. Bunun üzerine İtilaf devletleri de bir yandan koruyucu aygıtlar ve gaz maskeleri geliştirirken bir yandanda klor gazı üretmişlerdir. Almanlar'ın öldürücü bir gaz olan Fosgen'i ve toplarla atılan gaz mermilerini ortaya çıkarmasından bir süre sonra İtilaf devletleri de aynı silahları geliştirmiş ve gaz maskelerini daha üstün bir hale getirmişlerdir. 1917'de Almanlar son derece zehirli bir gaz olan hardal gazını İngilizlere karşı kullanmış ve binlerce insanın ölümüne neden olmuştur. 1918'de her iki taraf da bu zehirli maddeyi büyük ölçüde kullanmışlardır.
İki savaş arası dönemde milletler cemiyeti öncülüğünde gerçekleştirilen Cenevre Protokolüyle (1925 ) bu konuda daha kapsamlı yasaklar getirilmiştir. Ne var ki 2. Dünya Savaşı sırasında yeni kimyasal silahlar hava bombardımanı gibi yeni uygulama yolları geliştirilerek yaygın biçimde kullanılmuştır. Bu savaşta iki taraf da büyük ölçüde koruyucu aygıt üretmiştir.
Kimyasal silahların ilerdeki bir savaşta kullanılması ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız. Acaba kendimizi bu silahlara karşı nasıl koruyabiliriz? Zırlı araçlar ve kariyerler günümüzde hemen hemen ya da tamamen gaz sızdırmayacak kadar kapalıdır. Ancak açık havada askerler tıpkı siviller gibi koruyucu önlemler almak ya da eğer varsa sığınaklara inmek zorundadırlar. Başka bir önlem gaz atacak aracı yarı yolda tahrip etmektir.
Zehirli gaz hucumu korkutucu bir piskolojik darbe etkisi yaratır. Hücümun heran gelebileceği korkusuna, yapılan bombardıman ya da verilen alarmın yarattığı panik ve etrafta gazdan etkilenerek yığıla kalmış askerlerin üzücü görüntüsü eklenir. Düşmanın gaz atışı karşısında zamanında güvenli yerlere çekilmek, çok disiplinli bir eğitim gerektirir. Koruyucu elbise ve maskeler sıkıcıdır. Başkalarıyla konuşmak imkansızlaşır. Elle bir şeye dokunulamaz. Maskenin camları buğulanır. nefes almak güçleşir. en ufak gayret insanı yorar, üstelik birşeyler yemek imkansızdır. Sızdırmaz elbise zamanla fırına döner ve içindeki insanı buram buram terletir. Gaz bombardımanı altında hareket eden bir birliğin Avrupa şartlarında hareket yeteneğini %20 ile %40 ölçüsünde kaybedeceği hesaplanmıştır. Orta Doğu şartları altında bu oran çok daha yükseklere çıkacaktır. Üstelik, birliğin bazı gazların kalıcılığı yüzünden hücümdan günlerce sonra bile bu tehcizatı çıkarmaması gerekir.
ZEHİRLİ GAZLARIN BAŞLICA ETKİLERİ
Sinir zehirleri: Solunum ya da deri yoluyla vücuda geçerler. Kas hareketlerini düzenleyen kolin esteraz'ın faaliyetini durduklarından, bunlarla zehirlenen kimsede burun akması , göğüs sıkışması, göz bebeklerinin büyümesi olayı görülür.
Hareketten alıkoyanlar: Kusturucu ve gözyaşı getirici olan bu gazlar genellikle kargaşalıkların yatıştırılması için kullanılır.
Boğucular: Bu gazlar derhal solunum yollarında bir tahrişe yol açarlar.
Kan zehirleri : Solunum yoluyla emilir. Bir kan enzimi olan sitokrom oksidazın faaliyetini önlerler.
Kabarcık yapıcılar: İlk etkileri, gözün etrafında kızarıklık ve kabarcıklarla ortaya çıkar Solunum yollarını ve kan hücrelerini etkiler elbiselerden geçebilirler ve buharları günlerce zehirli düzeyde kalır.
Ekleyen : notbak.com