İnsanlığın Ortak Mirası

İnsan; bir yandan doğup, büyümesi, beslenmesi ve yaşlanıp ölmesiyle hayvanlara benzer. Bir diğer yandan da akıl sahibi olması, aklını kullanarak doğaya egemen olabilmesi yönüyle hayvanlardan farklı ve üstün bir varlıktır.

 İnsanlık; gelmiş geçmiş bütün insanları kapsayan ortak bir kavramdır. İnsanlık dendiğinde insanı hayvanlardan farklı kılan özellikleri akla gelir. Barış, sevgi, hoşgörü, eşitlik, kardeşlik, dayanışma, özgürlük insanlık kavramının ortak özelliklerindendir. Kısaca insanların insana yaraşır bir yaşam sürmeleri için ulaşılmak istenen bir amaçtır. İnsan kendi çıkarını gözetmeden insanlık düşüncesiyle hareket ederse kendi özüne uygun davranmış olur.

Ortak Miras
 Bir kuşağın kendinden sonra gelecek olanlara bıraktığı her şeye miras denir. Ortak miras ise sadece belirli bir kuşağın kendinden sonrakilere bıraktığı şeyler değil, geçmişteki bütün insanlık tarihini ve geleceği de içine alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür.

 Her toplum bilim, teknoloji, sanat, edebiyat ve düşünce gibi alanlarda sürekli bir şeyler üretir. Bu ürünler yalnızca üreten toplum için değil; diğer toplumlar için de değer taşır. Bu nedenle insanlığın ortak mirası olarak görülürler.

 İnsanlığın sanat mirası; mimarlık heykel, müzik, resim, bale, tiyatro, roman gibi dallardır. Tarihin en eski çağlarından beri insanlar sanata ilgi duymuştur. Eski çağlarda mağara duvarlarına kayalara, resim ve heykeller yapılmıştır. Bu eserler uzun emeklerle yapılmıştır. Günümüzde bu işler teknoloji sayesinde daha hızlı yapılabilmektedir.

 İnsanlığın düşünce mirası; ilk insanlar çevrelerinde olup bitenleri, tabiat olaylarını anlamaya çalışmışlardır. Bu konudaki düşüncelerini çevrelerindeki insanlara ve sonraki nesillere aktarmışlardır. Bu sayede zaman ilerledikçe insanlığın düşüncesi de ilerlemiştir. Bu durum insan yaşamının kolaylaşmasını, bilim, sanat ve edebiyatın ilerlemesini sağlamıştır. Aristo, Sokrates, Mevlana,Yunus Emre, gibi insanların ortaya koydukları düşünceler bugün bile geçerliliğini korumakta tüm insanlar bu düşüncelerden yararlanmaktadır.

 İnsanlığın Edebiyat Mirası: Olayların, düşüncelerin, duyguların ve hayallerin yazı dili aracılığıyla şekillendirilmesine edebiyat denir. Edebiyatın kökleri çok eskilere dayanır. Sümer ve Babillerin yaratılış, Tufan ve Gılgamış Destanı ilk edebiyat örneklerindendir. Bu eserler daha sonra tüm insanlığı etkilemiştir. Homeros, Şekspir, Servantes, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı tüm insanlığın ilgi duyacağı edebiyat mirası bırakanların başlıcalarıdır.

 İnsanlığın Bilim Mirası; Evreni ve evrende olan olayları konu edinen, deney ve gözleme dayanan, olaylar arasında neden - sonuç ilişkisi kurarak bazı kurallara ulaşmaya çalışan sistemli bilgiler bütününe bilim denir. İnsanlar en eski çağlardan beri bilimsel çalışmalar yapmıştır. Tekerleğin bulunması bilimsel bir gelişmedir. Sümerler, Babiller ve Mısırlıların ortaya koyduğu modern bilimsel çalışmalar daha sonra Yunanlılara, Yunanlılardan Müslümanlara, Müslümanlardan da Avrupalılara geçmiştir. Her toplum elde ettiği bilgilere yenisini ekleyerek bilimin gelişmesini sağlamıştır.

 Bu sayede günümüzdeki atom ve bilgisayar çağı ortaya çıkmış, insan yaşamında büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Ampulün bulunması, buhar makinesinin icadı güneş sistemiyle ilgili bilgiler bilim alanındaki önemli aşamalardır.

İnsanlığın Ortak Mirasının Önemi

 Ortak miras, insanlığın yüzyıllarca süren çabası ve birikimi sonucu oluşmuştur. İnsanlar bu mirası oluşturmamış olsaydı doğaya egemen olamazdı. İnsanlar bugünkü iyi yaşam koşullarına kavuşamazdı.

 Ortak miras ürünleri insanların yaşamını kolaylaştırır. Daha gelişmiş uygarlıkların temelini oluşturur.

 Ortak mirasın zenginleşmesi ve gelişmesi insanın değeri, özgürlüğü, eşitliği, hakları ve mutluluğunun da geliştirilmesini sağlamıştır.

 İnsanlar geçmişten bugüne kadar sürekli doğayla mücadele etmiştir. İnsanın bu çalışmaları ve beslenme, barınma, yaşama gibi mücadeleleri bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri sağlamıştır. Binlerce yıl süren bu çabalar insanlığın ortak mirasını oluşturmuştur.

 Ortak miras tek bir ulusa ait değildir. İlk çağlarda Sümerler, Babiller, Mısırlılar, Yunanlılar, Orta Çağ'da Müslümanlar Yeni ve Yakın Çağlarda ise Avrupalılar insanlığın ortak mirasına katkıda bulunmuşlardır.

 Ortak mirastan bütün uluslar yararlanmalıdır. Ancak bu sayede bütün insanlar mutlu olurlar. Ayrıca bütün uluslar ortak mirasa katkıda bulunmalıdır. Bu durum bilim, sanat, edebiyat gibi alanlardaki eserleri korumayı da gerekli hale getirir. Müzeler, sit alanları, kütüphaneler, ortak mirasın korunması için oluşturulmuştur. Günümüzde tüm insanlık ortak mirasın korunmasına önem vermektedir.

 UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı) Türkiye'deki kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları ortak mirasın korunması için kurulmuştur.


Ekleyen : dersimiz.com