Bulmaca Sözlüğü (T Harfi)
Bulmaca Sözlüğü
Hızlı Aramalar için : Ctrl + F tuşundan sonra aradığınız sözcüğü yazıp ara diyebilirsiniz.
T
Tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış deri. AHTİYAN
Tabanı meşinden olan mest.Edik.: LAPÇİN
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı.:GALOŞ
Tabiat,huy. : HASLET
Tabut. : SAL
Tac Mahal'in bulunduğu kent. : AGRA
Tadarak kontrol etmek. EGÜSTASYON
Tadı ekşimiş ve buruk olan. : KEKRE
Tadı ve kokusu karabibere benzeyen bir tür baharat.:KAKULE
Tahıl için kullanılan sekiz kiloluk ölçek. : ŞİNİK
Tahıl kuyusu. : SARPIN
Tahıl tepsisi. : EVSECEK
Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde.:GLUTEN
Tahıl yığını. : ÇEÇ
Tahılı aletler kullanarak başaktan ayırma işi.:HARMAN
Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan,kıldan veya kamıştan yapılmış elek.:TEPİR
Tahılın taş ve samanla karışması./Harmanda ürün kalıntısı. : AFARA
Tahin,nohut,patates ve soğanla yapılan meze.:TOPİK
Tahitili kadınlardan esinlenerek oluşturulmuş bir plaj giysisi. Üzerinde basılı büyük motifler bulunan ve Tahiti'de göğsün üstünde yada belde düğümlenerek giysi olarak kullanılan kumaş parçası. : PAREO
Tahminen.: TAKRİBEN
Tahsildar.:CABİ
Taht. : ERİKE
Tahta ayakkabı. Tek bir tahta parçadan yada tahta parça üzerine tutturulmuş kösele bir üstlükten oluşan ayakkabı. : SABO
Tahta kılıçlarla yapılan Japon dövüş sporu. : KENDO
Tahta maşa. : ŞAKŞAK
Tahta perde. : DARABA
Tahta ve kereste biçmeye yarayan,elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı. : HIZAR
Tahtacılar da denilen konar göçer Türk topluluğu. : AĞAÇERİLER
Tahtadan parçaları uç uca takılı,uzun bir boru biçiminde,perdeli bir üflemeli çalgı.:FAGOT
Tahtadan topları,tokmaklar yardımıyla bazı kurallara uyarak ve belli bir yolu izleyerek küçük kemerlerin altından geçirmeye dayanan oyun.:KROKET
Taka'dan büyük,baş ve kıç tarafı yukarı kalkık bir çeşit Karadeniz teknesi.:ÇAPAR
Takadan büyük,baş ve kıç tarafı yukarı kalkık bir çeşit Karadeniz kayığı.:ÇAPAR
Takdim etme. : LANSE
Takım yıldız. : ALTIKARDEŞ
Taklit.:İMİTASYON
Takunya. : NALIN
Talih,şans, uğur.. : NEVAL : KUT
Tallı bitkilerin,çoğu sularda yetişen ilkel yapıdaki örneklerine verilen genel ad.:: YOSUN
Tam olgunlaşmamış ekin.:ALACATEK
Tam tersine.:BİLAKİS
Tambura benzeyen maden gövdeli bir saz türü.:CÜMBÜŞ
Tan ağartısı. EHER
Tan. : SEHER
Taneleri hayvan yemi olarak kullanılan ve mercimeğe benzeyen bir bitki.:BURÇAK
Taneleri için yetiştirilen ve dıştan bakıldığında mısırı andıran tarım bitkisi. : SORGUN
Tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı.:RASTIK
Tanınmış,bilinen. : MARUF
Tanısızlık : AGNOSİ
Tanıtma filmi.:FRAGMAN
Tanıtma yazısı.: JENERİK
Tanıtmalık.: PROSPEKTÜS
Tanrı birliği.:VAHDANİYET
Tanrı korusun. : MAZALLAH
Tanrı saygısı ve ahret kaygısından ötürü günah işlemekten titizlikle kaçınma.:VERA
Tanrı yoluna girme. / Tövbekar olma. : İNABE
Tanrı,sahip,efendi,a zat olmuş köle,terbiye eden. : MEVLA
Tanrı,tanrıça,evreni n doğuşu ile ilgili düşsel,alegorik anlatımı olan halk öyküsü. : MİTOS
Tanrı. : ÇALAP : OGAN : YEZDAN
Tanrıcılık.: TEİZM
Tanrının insan ruhlarını yarattığı zaman.:ELEST
Tanrıtanımaz(Ateist) . : ATE
Tanrıya boyun eğme,gönlü saygı ve korkuyla dolu olma.:HUŞU
Tanrıya eş koşma. : ŞİRK
Tanyerinde güneş doğmadan önce beliren kızıllık. : FECİR
Tanzanya plakası. : EAT
Tanzimat'tan Meşrutiyet'e kadar Türkiye'de kullanılan,yakası kapalı bir tür redingot.:İSTANBULİN
Tanzimat'tan sonra kolağası rütbesine eşit olan sivil unvanı.:RABİA
Tarım işçisi.:RENÇBER
Tarıma zararlı bir böcek. : MANAS
Tarımda bir yılda elde edilen herhangi bir ürünün toplamı.:REKOLTE
Tarih öncesi dinsel konu ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiire verilen ad. : DESTAN
Tarih öncesi çağlarda tanrılara adak olarak sunulan heykelciklere verilen ad.: İDOL
Tarihi olayların zaman bakımından sırası.:KRONOLOJİ
Tarihsel coğrafyada Anadolu'nun Lykia bölgesinde,kalıntıla rı Fethiye ilçesi yakınlarında bulunan antik kent.:TLOS
Tarihte Kırım Hanlığında veliahta verilen unvan.:KAL***
Tarihte kölelerden kurulu bir asker sınıfı.:KÖLEMEN
Tarihte,demirden veya tunçtan dökülmüş,yuvarlak ve boş olan, içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topu veya elle atılan yuvarlak bir tür bomba. : HUMBARA
Tarihte,Rumeli'de oturan Rumeli fatihlerinin torunlarına,bölge fethedildikçe Anadolu'dan getirilerek buraya yerleştirilenlere ve bunlardan oluşturulan askeri örgüte verilen ad.:EVLADIFATİHAN
Tarikat ehlinin başlığında bulunan kabarık dilimler. : TERK
Tarikatlarda şeyhlik makamı. : POST
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve törenleri yaptıkları yer.: DERGAH
Tarla faresi. : GELENİ
Tarla,bahçe gibi yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak. : ÇARDAK
Tarla,bahçe,bağ gibi yerlerden toplanan üründen arta kalanlar.:TARAŞ
Tarlada açılan su yolu,tarlayı sulamakta kullanılan tahta oluklar.: ABARA
Tarlada saban izi. : ABARA
Tarlaya atılan tohumu örtmek için gezdirilen,ağaçtan geniş sürgü.:TAPAN
Tarsus yakınlarında dinlence yeri olarak kullanılan ünlü yayla. : NAMRUN
Tarz. TİL
Tasarı. : LAYİHA
Tasavvuf ve tekke müziğinde bir form. : SAVT
Taslak. : ESKİZ
Tasvir. : BETİM
Taş bilimi.:LİTOLOJİ
Taş dibek.: SOKU
Taş kırıntısı. : MICIR
Taş levreği. : MİNAKOP
Taş silindir . : LOĞ
Taş veya ağaçtan yapılmış büyük havan. İBEK
Taş veya mermerden oyma mezar.: LAHİT
Taş veya tuğladan yapılmış olan. : KAGİR
Taş.: SENG
Taşçı kalemi.: MİNKAR
Taşınabilir yatak.: SEDYE
Taşınır tahta perde. : PARAVAN
Taşıtlara yolun açık veya kapalı olduğunu göstermek üzere renkli levhalar ya da ışıklarla işaret veren dikme. : SEMATOR
Taşıtlarda lastiklerin takıldığı tekerleğin çember biçimindeki bölümü.:JANT
Taşıyan,yüklü. : HAMİL
Taşizm de denilen soyut resim anlayışı.:LEKECİLİK
Taşlama, iğneli söz. : TARİZ
Taşların yapısını inceleyen bilim.: LİTOLOJİ
Taşların yüzlerini düzlemede kullanılan çekiç.:BUCARDA
Taşlayarak idam cezası. : RECİM
Tatlı su ıstakozu.:KEREVİT
Tatlı su levreği. ERKİ
Tatlı sularda yaşayan bir tür gelincik balığı . : LOTA
Tatlı sülümen. : KALOMEL
Tatsız tuzsuz yiyecekler için kullanılan söz. Çürük yumurta gibi kokan. : SASI
Tavan tahtaları arasına konulan ince tahta.:ŞÜŞE
Tavla oyununda pul dizilen yer. : KAPI
Tavlada üç sayısı. : SE
Tavuğun göğüs etiyle hazırlanan ve pişmiş hamurla yenen bir tür çorba.:ARABAŞI
Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için kullanılan beyaz taş. : FOL
Tavuk kümesi.: PİN
Tavuk yada dana etiyle yapılan bir tür yemek. : ŞNİTZEL
Tavuk,balık,dana ve kuzu etlerinin kemiklerinin çıkartılarak dilimlere ayrılması.:FİLETO
Tavukbalığı.:MEZGİT
Tayland'ın eski adı. : SİYAM
Tayland'ın para birimi.:BAHT
Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği.: KAPAMA
Tazelik,sevinç. : NÜZHET
Tecrübeli oyuncu. : VETERAN
Tecrübeye dayanan.:AMPİRİK
Tedirgin.:BİZAR
Tefecilik. Bir malı çok fazla karla satma. : MURABAHA
Tehlike durumu,imdat,yardım. :CAR
Tehlike sınırı.:RUBİKON
Tehlikeli durum.: VARTA
Tehlikeli son.:VEHAMET
Tehlikesiz salgı bezi uru. : ADENOM
Tek at koşularak çekilen,üzeri kapalı,yanları açık bir tür araba. : PARAŞOL
Tek başına oynanan bir iskambil oyunu.: SOLİTER
Tek bir mekanda geçen TV komedi dizilerine verilen ad. : SİTCOM
Tek deste kağıtla oynanan bir iskambil oyunu. : PİNAKİ
Tek düze,monoton.:YEKNES AK
Tek hörgüçlü deve. : HECİN
Tek kağıt tabaka üzerine basılan 16 sayfalık kırılmış kitap parçası.:FORMA
Tek kişilik halk oyunu. : ALMADERE
Tek kişilik ve yelkenli yarış teknesi. : FİNN
Tek kurşun atan bir çeşit tüfek.:MARTİN
Tek odalı daire.: STÜDYO
Tek parça hayvan postundan yapılan ceket. :GOCUK
Tek tip,küçük,tek kişilik ve yelkenli yarış teknesi.:FİNN
Tek tohumluk kuru meyve. : AKEN
Tek tük ağaç bulunan kayalık. : GER
Tek ve belirli bir yıldız. : KEVKEP
Tek veya çok hücreden oluşan,vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku.:EPİTEL
Tek,eşsiz,biricik.:Y EKTA
Tekelci sermayedarlığa dayalı ortaklıklar birliği.:TRÖST
Tekerlek biçimindeki kaşar peyniri. ALAK
Tekke edebiyatında,insanın Tanrıdan çıkıp tekrar Tanrıya döneceğini işleyen şiir türü. EVRİYE
Tekli. : SİNGLE
Tekne ziftleme. : KALAFAT
Teknelerde hamuru kazımaya yarayan araç.:ISIRAN
Teknelerle suyun dibinde sürüklenerek çekilen, geniş ağızlı balık ağı. : TROL
Tel durumundaki gümüşü,altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş.:TELKARİ
Tel,kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ.:KANGAL
Telgraf alfabesi. : MORS
Telgraf işaretlerini göndermek için,bir devredeki akımı kesmekte veya yeniden vermekte kullanılan araç.: MANİPLE
Telkin yolu ile uyutmak.:İPNOTİZMA
Telli balıkçıl. : OKAR
Telli bir Azeri çalgısı. : TAR
Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü.:EŞİK
Tellür'ün simgesi. : TE
Temel niteliğinde olan. :ASAL:ESASİ
Temel. : BAZ
Temeli taklide dayanan sözsüz oyun. : MİM
Temiz kalpli. ĞUZ
Temiz,iffetli. : AKMAN
Temiz,namuslu anlamında yerel sözcük. : ARCA
Temiz,namuslu. İLİ
Temiz,temiz ahlaklı.: NEZİH
Teneşir,sedir,peyke. : KEREVET
Teneşir. : SALACAK
Tenis ve golfde,topa yanlamasına vurulan darbe. LİCE
Tenise benzeyen ve bir tür tüylü topla oynanan oyun.:BADMİNTON
Teniste hızlı,iyi,karşılanam ayan servis atışı. : ACE
Teniste topun çizdiği yol.Topu rakibin arkasına düşürmeyi amaçlayan vuruş. : LOB
Teori. : KURAM
Tepelikli bir papağan. : MAKADU
Tepesi dar,kenarları geniş,kulak hizasına değin uzanan basık bir fes türü. : AZİZİYE
Tepki.:AKSÜLAMEL
Ter.: ARAK
Terazi gözü. : KEFE
Terazi. : MİZAN
Teraziyi denklemek için hafif gelen gelen kefeye konulan ağırlık.:ABRA
Terementi ağacının tohumu.: MENEVİŞ
Termofor. : BUYOT
Ters,aksi. : PAHAL
Tersinden de aynı şekilde okunan sözcük yada tümce (pay ederek iki kerede yap örneğinde olduğu gibi ) . : PALİNDROM
Terzilikte ölçü almak için kullanılan,genellikl e 1,5 m uzunluğunda şerit metre.:MEZURA
Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim vermesi işi,kesim.:FASON
Tesadüf. : RAST
Tez canlı,içi tez,ivecen.:ACUL
Tezat.:ANTAGONİZMA
Tezhipçilerin altını dövmeleri sırasında tirşenin kenarlarından dışarı taşan parçalara verilen ad.:RAMAD
Tıbbın sindirim sistemi hastalıklarını inceleyen dalı.:GASTROENTOROLO Jİ
Tığ.:BİZ
Tımar. : ZEAMET
Tınlama.: TANİN
Tıp dilinde akciğer veremine verilen ad. : FTİZİ
Tıp dilinde belsoğukluğu hastalığına verilen ad.:GONORE
Tıp dilinde bere ,morarma,çürük anlamında kullanılan söz. : EKİMOZ
Tıp dilinde bir ilacın ağızdan alınacağını belirten terim. : PEROS
Tıp dilinde ergenlik,buluğ anlamında kullanılan sözcük. : ADOLESAN
Tıp dilinde felçli anlamında kullanılan sözcük. : PARALİTİK
Tıp dilinde idrar salgısının azalmasına verilen ad.:ANÜRİ
Tıp dilinde ishal. : DİYARE
Tıp'ta kuvvetsizlik: ADİNAMİ
Tıpta deli dana hastalığının kısa yazılışı.: BSE
Tıpta iştahsızlık.:ANOREKS İ
Tıraş etme,kazıma.:YÜLÜME
Tırnak kemirme hastalığı. : ONİKOFAJİ
Tırnak,boynuz,kıl gibi üst deri ürünü olan yapıları oluşturan proteinli madde. : KERATİN
Tırnak.:CIRNAK
Tırpana balığı. Yan kanatları vücuduna yapışık,uzun kuyruklu,iri bir balık. : RİNA
Tibet antilobu. : KİRU
Tibet öküzü. : YAK
Tibet ve Keşmir'de hircus türü keçinin tüyleriyle dokunan ve özellikle şal yapımında kullanılan çok yumuşak bir dokuma.: PAŞMİNA
Tibet'in merkezi olan kent. : LHASA
Tibetlilerin alfabelerine verdikleri ad. BUÇAN
Ticaret gemilerinde tayfaların başı.:LOSTROMO
Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo.: DOK
Ticari değer taşıyan yaprak tütünlerin düşük kaliteli olanı.:KAPA
Ticari malların geçici olarak konulduğu yer. UNDURMA
Ticari senetlerde,ödemeden sorumlu olanların ödememesi halinde üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence. : AVAL
Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflığı.:ADİNAMİ
Tiftikten yapılan bir cins ince kumaş.:ŞALİ
Tilki,samur,tavşan gibi hayvanların karın taraflarından elde edilen kürk. : NAFE
Tilkinin ense postu kürkü. : CILKAVA
Tipo baskıda kullanılmak amacıyla,üzerine kabartma olarak bir kompozisyon yada resim kopya edilmiş madeni levha. : KLİŞE
Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür bilye oyunu.: LEK
Tirsi balığı. : ALOSA
Titrek,titreyen. : LERZAN
Titreme korkusu.: TREMOFOBİ
Titreme,ürperme. : RAŞE
Titreştirilince ana seslerden birini veren çelik alet. İYAPOZON
Tiyatro oyunları yazma sanatı.: DRAMATURGİ
Tiyatro sahnesine ilk çıkan Müslüman Türk kadını. : AFİFE JALE
Tiyatro ve sinemada teknik ustalıkla yapılan hile. : TRÜK
Tiyatroda sahne. : ŞANO
Tiyatrolarda oyunu alkışlamak için parayla tutulan kimse. : KLAKÖR
Tohum için ayrılmış tahıl,tohum.:BİDER
Tohumda embriyonu kaplayan etli bölüm.: ÇENEK
Tohumlarından elde edilen yağ,yapay kauçuk yapımında kullanılan bir bitki.:KOLZA
Tohumlarından kandil yağı,çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki. : REZEDE
Tok ve kalın ses. : DAVUDİ
Tokat'ın Pazar ilçesinde,sarkıt ve dikitleriyle ünlü bir mağara.:BALLICA
Tokat'ta yetişen ve kaliteli bir şarap elde edilen beyaz üzüm çeşidi. : NARİNCE
Tokyo kentinin eski adı. : EDO
Tombala kartı. : KARTELA
Ton balığı. : ORKİNOS
Topal,aksak. : LENG
Topallık,aksayarak yürüme. : ARECAN
Toplam olarak.:CEMAN
Toplama,toplanma.:CE M
Toplanma,birleşim. : İNİKAT
Toplar damar.:VERİT
Toplardamar genişlemesi. : VARİS
Toplardamarlarda iç zar iltihabı.:FLEBİT.:Fİ LİBİT
Toplu geziler için yapılmış büyük otobüs.: OTOKAR
Toplu olarak.:CEMAN
Topluluk.:CUMHUR
Toplum yaşayışından uzaklaşarak tek başına yaşama.:UZLET
Toprağı derince kazarak altını üstüne getirmek. : KİRİZMA
Toprağı kazıp siper yapmak. RAMAK
Toprağın nemi. : ÖL
Toprağın suyunu çekerek yerin bataklık duruma gelmesini önleyen bir ağaç. : OKALİPTÜS
Toprak Aşınması. : EROZYON
Toprak evleri sıvamak için kireç yerine kullanılan bir tür toprak.:AKTOPRAK
Toprak içinde yumru biçiminde yetişen,yenilebilen bir bitki,yer mantarı,keme. OMALAN
Toprak nemi. ARBIZ
Toprak ve kireçle karışık kırıntılar,yapı döküntüsü.:MOLOZ
Toprak yığını,küçük tepe.:HÖYÜK
Toprak,kum ve saman elemeye yarayan iri delikli kalbur :ABARA
Toprak.:TURAB
Topraktan çıkıp büyüyen. : NABİT
Topraktan yapılmış tencere.:ÇÖMLEK
Toptan,götürü iş,yazılı anlaşma. : KESENE
Topu kısa aralıklarla veya yavaş yavaş vurarak ileri götürmek. RİPLİNG
Topun gerisini kapayan kapak. : KAMA
Topuz biçiminde yaprakları olan,yapraklarının üst yüzeyi,böcekleri yakalayan yapışkan tüylerle örtülü bitki. ROSERA
Torba biçiminde dikilmiş yorgan çarşafı.:NEVRESİM
Tornacılıkta,bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet.: FREZE
Torun,evlat.:HAFİD
Toryum'un simgesi. : TH
Toy,acemi.:ÇAYLAK
Toynaklı memelilerin bir çoğunun başında bulunan,sert maddeden oluşmuş uzantıya verilen ad. : BOYNUZ
Toz bulutu.NAK
Toz emici alet.: ASPİRATÖR
Toz fırtınası.: TOZAK
Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç.:NARGİLE
Töre bilimi,ahlak. Bir kimsenin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümü. : ETİK
Tören ve alaylarda padişahın,vezirin yanında yürüyen görevliler.:ŞATIR
Tören yapılan taş masa. : SUNAK
Tören,merasim. Genellikle resmi yerlerde,resmi işlerde uyulması gereken kural,yol ve yöntemlerin tümü. : SEREMONİ
Tövbe etme.:İNABE
Trabzon hurması da denilen tropikal bir meyve. : KAKİ
Trabzon ilinde bir yayla. : LİŞER
Trabzon ve Rize yöresinde karabatak denilen deniz kuşuna verilen ad.: KUKARMA
Trabzon'un Akçaabat ilçesinde bir göl.: SERA
Trabzon'un Çaykara ilçesinde,1989'da tabiat parkı kaps***** da alınan,doğal güzelliğiyle tanınmış göl.:UZUNGÖL
Trafik. : SEYRÜSEFER
Traktör veya kamyonlara,daha çok yük taşımalarını sağlamak için takılan araba.:TREYLER
Tren istasyonlarında tren yolu boyunca uzanan,inilip binilen yüksekçe döşeme. ERON
Triko eşyaların yakasını yapmada kullanılan makine. : REMAYÖZ
Tropik bölgelerde yetişen,bazı erguvangillerden çıkarılan ve cila yapımında kullanılan bir çeşit reçine.:KOPAL
Tropikal bölgelerde yetişen ve yapraklarından değerli bir tekstil elyafı elde edilen bitki. İSAL
Tropikal Afrika'da yaşayan ve göbekli domuz da denilen hayvan. EKARİ
Tropikal Afrika'da yetişen bir ağaç. : AZOBE
Tropikal Afrika'da yetişen bir ağaç.: OKAN
Tropikal Afrika'da yetişen ve açık damarlı,siyahımsı esmere dönüşen esmer renkte,daha çok kaba dokulu,sert ve ağır bir odun veren ağaç. : VENGE
Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu doğramacılıkta marangozlukta kullanılan ağaca verilen ad. : EKABA
Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu doğramacılıkta kullanılan bir ağaç. : LİMBALİ
Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu kolay işlenen büyük bir ağaç. : İROKO
Tropikal Afrika'da yetişen ve odunu marangozlukta ve kaplamacılıkta kullanılan çok büyük ağaç.: MAKORE
Tropikal Afrika'da yetişen ve Ohi de denilen ağaç. : BA
Tropikal Amerika ormanlarında yaşayan bazı etçil küçük memelilerin ortak adı. LİNGO
Tropikal Amerika'da yaşayan kimi hafif gagalı kuşların ortak adı.:TUKAN
Tropikal Amerika'da yaşayan küçük bedenli akbaba.:URUBİ.:URUBU
Tropikal Amerika'da yaşayan tavuğa benzer bir kuş.: TİNAMU
Tropikal Amerika'da yaşayan,eflatunla karışık gri ve esmer renkte,15 cm boyunda büyük gece kelebeği cinsi.: EREBUS
Tropikal Amerika'da yetişen çok sert bir ağaç.:VERA
Tropikal bölgelerde bulunan asalak olmayan guguk kuşu.:KUKAL
Tropikal bölgelerde yaşayan kimi kertenkelelerin ortak adı.:VARAN
Tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç. BEŞE
Tropikal bölgelerde yetişen ve nişastaca zengin yumru kökleri yiyecek olarak kullanılan bitki.:YAM
Tropikal bölgelerde yetişen ve yumruları besin olarak kullanılan bir bitki.: TARO
Tropikal bölgelerdeki denizlerde kesiksiz esen bir takım rüzgarların adı.:ALİZE
Tropikal denizlerin az derin sularında yaşayan bir yengeç cinsi. : RANİNA
Tropikal ormanlarda yaşayan tavuğa benzer bir kuş. : TİNAMU
Tuğla ve harçla örülmüş,alttan obruk,yarım silindir biçiminde tavan örtüsü.:TONOZ
Tuğlaların harçla doldurulup düzeltilen aralığı. : DERZ
Tulum.:TULUK
Tumturaklı konuşma. : AYTA
Tuna nehrinde hafif savaş gemisi olarak veya yük ve insan taşımakta kullanılan bir çeşit gemi. : NASAD
Tuna ırmağında kullanılan bir çeşit yolcu gemisi. : ORANSA
Tunus kıyılarında kullanılan üç direkli yelkenli tekne. : ÇİTİHA
Tunus'un plakası. : TN
Turfanda zamanı. : MEYA
Turku'nun İsveç'teki adı. : AB O
Turna türü.:KARKARA
Turpgillerden,yağlı tohumlu mevsimlik bir bitki : KOLZA
Turşusu yapılan bir tür soğan. : INCALIZ
Turunçgillerden tadı acımsı bir meyve,greyfurt.:ALTI NTOP
Tutak,sap.: KABZA
Tutam.:FİSKE
Tutturgaç:. ATAŞ
Tutuk dilli,pepe. : PEPEME
Tuzak,kapan. : FAK
Tuzlalarda deniz suyu çekilen bölüm. : TAVA
Tuzlanmış ve deri tuluma bastırılmış peynir. : OLAMAN
Tuzlu hamurdan yapılan ince uzun çubuk,tuzlu çubuk.:BATONSALE
Tuzsuz taze peynirden nişasta ve pirinç unu konarak yapılan bir helva.:HÖŞMERİM
Tüberküloz tedavisinde kullanılan bir antibiyotik. : KANAMİSİN
Tüccar.:BEZİRGAN
Tüketici. : MÜSTEHLİK
Tükürükte bulunan ve nişastanın sindirilmesine yarayan enzim. : PTİYALİN
Tülbent ile patiska arası ince patiska arası ince pamuklu bir bez. :MERMERŞAHİ
Tümden çıplak olarak açık havada yaşamayı savunan öğreti.:NÜDİZM
Tümevarım. : ENDÜKSİYON
Tümör.: UR
Türk müziğinde bir makamı, kendi perdelerinden daha tiz yada pes perdelerde çalma işi.: ŞETARET
Türk aşıklık geleneğinin ve aşık edebiyatının etkisiyle Anadolu'da ve Azerbaycan'da yetişen,Türkçe ve Ermenice şiirler söyleyen,öyküler anlatan Ermeni asıllı aşıklara verilen ad.:AŞUK:AŞUĞ
Türk Halk Müziğinde bağlama ailesinden çalgıların en küçük boylusu.Tezene ile çalınan iki yada üç telli halk sazı. : CURA
Türk halk müziğinde bir türkü türü.:UZUNHAVA
Türk Halk Müziğinde kullanılan cura,bulgari,bağlama gibi telli ve çalgıçla çalınan çalgıların genel adı. : TAMBURA
Türk kentlerinin çoğunda,surla çevrili alanın dışında kalan yerleşmelere verilen ad.:TAHTAKALE
Türk lehçelerinden biri.:ÇUVAŞÇA
Türk müziğinde az kullanılmış pek az bilinen bir zurna türü.: ASAFİ
Türk Müziğinde bileşik makam. : NİKRİZ
Türk müziğinde bir makam adı. : KARCIĞAR : ARAZBAR : REHAVİ
Türk Müziğinde bir makam. : EVİÇ:EVCARA .: SUZİNAK
Türk müziğinde bir makam. : BAYATİ: ISFAHAN: MAYE: ACEMAŞİRAN
Türk müziğinde bir makam. : NEVA .: IRAK: SABA: SUZİDİLARA
Türk müziğinde bir makam.: ARAZBAR
Türk müziğinde bir makam.: CANFEZA.:NİKRİZ.:BUS ELİK
Türk müziğinde bir makam.: HİSAR. UZİDİLARA.:UZZAL.:ZA VİL
Türk müziğinde bir makamdan yada bir usulden başkasına geçmek. : GEÇKİ
Türk müziğinde bir oyun havası.: SİRTO
Türk Müziğinde bir usul. : NEMEL .: REMEL
Türk müziğinde birleşik bir makam.:NEVESER
Türk müziğinde fasıl topluluğuna verilen ad. : İNCESAZ
Türk müziğinde iki makamın ortak adı.:REHAVİ
Türk müziğinde kullanılan zilsiz büyük tef.:BENDİR
Türk müziğinde oldukça kıvrak bir usul. : AKSAK
Türk tuluat tiyatrosunda baş komik görevindeki uşak tiplemesi. Hımbıl,alık. : İBİŞ
Türk Üniversitelerinde en az beş yıl profesörlük yapmış,bilimsel çalışmalarıyla kendini tanıtmış öğretim üyeleri arasından seçilerek bir kürsünün yönetimiyle görevlendirilen kimseye verilen unvan. RDİNARYÜS
Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapısı. : ESENYAYLA
Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır kapısı.:ALİCAN
Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır kapısı.:TÜRKGÖZÜ
Türkiye ile İran arasındaki gümrük kapısı.:GÜRBULAK
Türkiye'den göç eden Yunanlıların oluşturduğu müzik türü. : REMBETİKO
Türkiye'nin 4. Büyük gölü. : EĞİRDİR
Türkler anlamında eski sözcük. : ETRAK
Türklere özgü bir şekerleme.:LOKUM
Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap ve İranlılara verilen ad.: TAT
Türkmenistan'da bir kent. : MARİ
Türkmenistan'da dokunan değerli bir halıya verilen ad. : YOMUT
Türkmenistan'da eski Orta Asya kenti.:MERV
Türkmenler arasında oynanan bir halk oyunu. : TEREKEME
Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandırılmış acımtırak bir içki. : AMER
Türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat.:URGAN
Türlü eşya ve öteberinin satıldığı Pazar yeri.: SATAK
Tütsü kabı.:BUHURDAN
Tütün dumanının bıraktığı yağlı kir.: ZİFİR
Tütün fidelerini örtmek için kullanılan hasır veya ottan örtü.:KAPANCA
Tütün fidelerinin yetiştirildiği yatak. : ANDAL
Tütün hevengi,tütün dizmek,kurutmak ve işlemek için kullanılan üstü kapalı sergi. . :ARAN
Tütün yaprağı dizesi.:YONGA
Tütün yaprağı dizisi. : PASTAL
Tütün yapraklarından çıkarılan ve sigarada bulunan zehirli madde.: NİKOTİN
Tütünleme suretiyle kurutulmuş ringa balığı.:FRİSA
Tüyleri kara,meyve ve böceklerle beslenen ötücü bir kuş.:KARATAVUK
Tüylü kundura derisi. : SÜET
Tüylü,kıllı çuha,kebe. : BARAK
Tüysüz şeftali de denilen bir meyve. : NEKTARİN
Tüysüz,ince,sık dokunmuş yün kumaş.:ÇUHA
Ekleyen : dersimiz.com