Aşık Tarzı Türk Halk Edebiyatı
ÂŞIK TARZI TÜRK HALK EDEBİYATI
• İslamiyet’ten önce başlamıştır.
• Eskiden kam, baksı adı verilen ozonlara bu dönemde aşık adı verilmiştir.
• Âşıklar şiirlerini bağlama adı verilen sazlarla köy köy dolaşıp söylemiştir.
• Hece ölçüsü kullanılmıştır.
• Dili sadedir.
• Nazım birimi dörtlüktür, yarım kafiye kullanılmıştır.
• Son dörtlükte şairin mahlası(adı) kullanılır.
• Şairler şiirlerini CÖNK adı verilen defterde toplarlardı.
• Aşk, ölüm, gurbet, ayrılık konuları sıklıkla ilenmiştir.
• Coşkulu, lirik bir söylenişi vardır.
• Koşma, mani, Türkü, semai, varsağı destan gibi biçimleri mevcuttur.
• 17. yüzyıldan sonra divan edebiyatından etkilenmeye başlamıştır.
A) KOŞMA
Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: baba ” ccca ” ddda…
Koşma
Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamu kurusun da gidelim
Karac”oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
Onbir ayın birisinde gidelim
Koşmaların genel özellikleri:
• Aşk, ayrılık, gurbet gibi geniş çerçeveli konuların işlendiği bir türdür.
• 11li hece ölçüsüyle yazılır.
• En az 3 en fazla 6 kıtadan oluşur.
• Dili sadedir.
• Kafiye düzeni abab,cccb,dddb şeklindedir.
• Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
• Koşmanın konularına göre güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama adlı türleri vardır.
1. GÜZELLEME: İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir.
2. KOÇAKLAMA: Savaş, yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir. Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir.
Köroğluyum medhim merde yeğine
Koç yiğit değişmez cengi düğüne
Sere serpe gider düşman önüne
Ölümü karşılar meydan içinde
3. AĞIT: Ölen kişinin arkasından duyulan acının ve onun iyiliklerinin işlendiği koşmadır. Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır).
Civan da canına böyle kıyar mı
Hasta başın taş yastığa koyar mı
Ergen kıza beyaz bezler uyar mı
Al giy allı balam şalların hani
4. TAŞLAMA: Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir. Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medres kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez
B) SEMAİ
Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız). Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Semâilerin kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda… Semâilerde daja çok sevgi, doğa, güzellik gibi konular işlenir.
Semai
İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Dedil gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Karacaoğlan eğmelerin
Gönül sevmez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye.
Semailerin genel özellikleri:
• Özel bir ezgiyle söylenen bir türdür.
• Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
• 4 + 4 =8 li ölçüyle yazılır.
• 35 dörtlükten oluşur.
C) VARSAĞI
Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri Türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan”dır.
Varsağı
Bre ağalar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim
Behey elâ gözlü dilber
Vaktin geçer demedim mi
Harami olmuş gözlerin
Beller keser demedim mi
Varsağının genel özellikleri:
• Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan VARSAK boylarının söyledikleri Türkülere denir.
• Kafiye düzeni koşma gibidir.
• 4+4 şeklinde 8li ölçüyle söylenir.
• BRE, BEHEY, HEY nidaları sıklıkla kullanılmıştır.
• En az 3 en fazla 5 dörtlüktür.
D) MUAMMA
Kapalı bir biçimde anlatılan bir olayın ya da bilginin okuyucu tarafından anlaşılmasını, bunlarla ilgili soruların cevaplandırılmasını isteyen bir tür manzum bilmecedir.
E) NASİHAT
Bir şey öğretmek, bir düşüncenin yayılmasına çalışmak gibi amaçlarla söylenen didaktik şiirlerdir.
F) DESTAN
Dört dizeli bentlerden oluşan, oldukça uzun bir nazım biçimidir. Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda
Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler. Konuları bakımından destanları savaş, yangın, deprem, salgın hastalık, ünlü kişilerin yaşamları, mizahi… gibi gruplandırabiliriz.
Esnaf Destanı
Nalbant oldum kırdım nalın çoğunu
Bir katır nalladım dinle oyunu
Meğer acemiymiş bilmem huyunu
Çenemi teptirdim nalın sökerken
Manav oldum elma armut tez çürür
Cambaz oldum ip üstünde kim yürür
Kasap oldum her gün gözüm kan görür
Yüreğim bayıldı kana bakaraken
Ben bu sanatları bir bir dolaştım
Tekrar gelip şairliğe bulaştım
Kâmili mürşidin eline düştüm
Tekke-i aşk içre çile çekerken.
Destanların genel özellikleri:
• 6+5 li hece ölçüsüyle söylenir.
• Halk edebiyatının en uzun nazım biçimidir.
• Kendine özgü bir söylenişi vardır.
• Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
• Ayaklanma, kıtlık, savaş, hastalık gibi toplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar da vardır.
* Dörtlük sayısında sınırlama yoktur.
Ekleyen : E.A