13-15. Yüzyılda Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler

13-15. YÜZYILDA OLAY ÇEVRESİNDE  OLUŞAN EDEBİ METİNLER

Bu dönemdeki eserlerin kaynağını, İslamiyet öncesi destanlar ve İslami dönemde oluşan hikayeler oluşturmaktadır. Bu eserlerden bazıları Arap ve Fars edebiyatlarından alınan olaylara milli unsurların eklenmesiyle oluşturulmuştur. Bu dönemde özellikle fetih ve gaza temalarını işleyen kahramanlık hikayeleri çok rağbet görmüştür.

BATTALNAME :
o İslam kültür dairesinin ortak ürünlerinden biri olan Battalname, Seyit Battal Gazi'nin menkıbeleşmiş hayatı üzerine kurulmuş anonim ve destansı bir halk hikayesidir.
o Asıl adı Abdullah olan Battal Gazi'nin yaşamı hakkında kesin bilgi yoktur. Büyük ihtimalle 8. yüzyılda Bizanslılarla savaşırken şehit olmuş tur. Battal "kahraman" demektir. Peygamber soyundan geldiğine inanıldığı için Seyit diye anılır.
o Türk halkı Battal Gazi'nin tarihi kişiliği etrafında oluşan menkıbeleri Anadolu'nun fethi sırasındaki mücadelelere uyarlayarak onu Türkleştirmiş ve bir "alp-gazi"  tipinde şekillendirmiştir. Yani destan İslamiyetten önceki destan gelenekleriyle de zenginleştirilmiş ve yeni bir destan geleneği meydana getirilmiştir.
o Battalname Türk halkı tarafından çok tanınmış ve sevilmiş bir destandır. Bunda Türk halkının kahramanlığa ve kahramanlara karşı duyduğu ilginin payı büyüktür.
o Battalname büyük bir olasılıkla 11. yüzyılın sonlarıyla 12. yüzyılın başları arasındaki dönemde sözlü kültürde oluşturulmuş ve yazıya geçirilmiştir.
o Hikayelerde Battal Gazi çok güçlü ve zekidir. Dini ilimleri küçük yaşlarda öğrenmiştir. Bütün savaş yöntemlerini bilir. Bütün dilleri konuşur. Rahiplerle tartışarak Müslüman olmalarını sağlar. Kimi zaman devlerle cadılarla savaşır. Doğa güçlerine hakimdir. Göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeleri aşar.
o Battalname esas olarak Battal Gazi'nin Anadolu'da özelikle Malatya civarında Hristiyanlarla yaptığı savaşları konu edinmekle birlikte bu menkıbeler büyük çapta eski Türk inançlarından ve İran peri masallarından alınan motifler ve sahnelerle süslenmiştir.
o İlahi bakış açısıyla yazılan Battalname'de cihat ve gaza ruhu kendini çok kuvvetli bir şekilde hissettirir.
o Daha sonraki dönemlerde ortaya çıkan Danişmentname ve Saltukname, Battalname'nin devamı niteliğindedir.

DEDE KORKUT HİKAYELERİ :
o Dede Korku Hikayeleri, anonim Türk edebiyatının en dikkate değer ürünlerinden biridir. 15. yüzyılın sonlarında Kitab-ı Dede Korkut adıyla yazıya geçirilen hikayeler Türk dili, kültürü ve folkloru açısından zengin bir kaynak niteliği taşır. 
o Dede Korkut hikayeleri anonim on iki destansı hikaye ve bir önsözden oluşur.
o "Boy" sözcüğüyle karşılanan her hikaye bağımsız olmakla beraber, bunların çoğunda ortak kahramanlar bulunur ve her hikayenin sonunda Dede Korkut söz alır.
o Hikayelerde nazım nesir iç içe kullanılmıştır.
o Hikayelerde daha çok Oğuzların düşmanları ve insanüstü güçlerle savaşımları, inançları, adetleri, yaşayışları anlatılmaktadır.
o Hikayelerde- destanlardan halk hikayelerine geçiş dönemi ürünleri oldukları için- destan ve masal unsurlarına da rastlanmaktadır.
o Hikayelerde Kuzeydoğu Anadolu civarındaki Müslüman Oğuzların hayatı anlatılmakla beraber, İslamiyet öncesi dönemdeki atlı göçebe medeniyetin hayat görüşü hakimdir.
o Dede Korkut'un gerçek ismi, kişiliği hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Onun, kendi, adıyla bilinen hikayelerin ilk anlatıcısı olduğu tahmin edilmektedir.  Korkut "heybetli, yavuz" anlamlarına gelir. Dede Korkut farklı boylara ve yörelere ait rivayetlere göre kopuz çalıp, hikmetli sözler söyler. Keramet sahibi, veli ve kutsal bir kişidir. Oğuzlar onu çok severler, ona hürmet gösterir ve meselelerini danışırlar.
o Korkut Ata olarak da bilinen Dede korkut Kazak Türkleri arasında Müslüman bir Kazak ermişi olarak tanınır. Türbesi ziyaret edilir.
o Dede Korkut Kitabı'nın tam adı "Kitab-ı Dedem Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan"dır.
o Dede Korkut Kitabı'nın bugün iki nüshası vardır. Bunlardan ilki  Dresden'de, diğeri Vatikan'dadır. Nüshalar üzerindeki ilk araştırmayı Alman Türkiyatçı Von Diez, Tepegöz destanını Almancaya çevirerek yapmıştır.
o Hikayelerde geçen mekan Kuzeydoğu Anadolu ve Azerbaycan'dır. Hikayelerde mekan isimleri çokça geçer.
o  Dede Korkut hikayelerinde geçen yer isimleri, boy isimleri vb. sebebiyle bu hikayeler Türk tarihine ışık tutarlar.
o Hikayelerde İslami unsurlar olmakla beraber mücadelelerin sebebi dini değildir.
o Hikayelerde kahramanlık teması belirgin biçimde ön plana çıkar. Bununla beraber ahlak ve aile kavramları da özenle işlenmiştir.
o Hikayelerde destansı bir tema ve dil kullanılmıştır. Manzum mensur karışık hikayelerdir. Mensur bölümlerde bile şiirsel ifadeler, seciler kullanılmıştır. Hikayelerin manzum bölümleri ise şekil bakımından kuralsızdır. Kitapta yaklaşık 8000 farklı sözcük ve deyim geçer. Hikayelerin dili atasözleri, deyimler, tekerlemeler ve dualarla süslü, ifade gücü yüksek, zengin bir Halk Türkçesidir. Hikayelerin manzum bölümlerinde bu özellikler ve akıcılık daha belirgindir. Az miktarda Arapça kelime vardır.
o Destanlarda eski Türk geleneklerinde örnekler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
Ad Koyma: Oğuz Türklerinde bir gencin ad alabilmesi için yiğitlik göstermesi gerekiyordu. Bu yiğitliği gösterdikten sonra Dede Korkut'u çağırırlardı. Dede Korkut da dua edip gence, ona uygun bir ad verirdi: "Bunun adı boz aygırlı Bamsı Beyrek olsun, adını ben verdim yaşını Allah versin."
Toy Etme (Toplantı yapıp karar verme): Oğuzlar mühim konularda karar verebilmek için toplantı yaparlardı: "Kudretli Oğuz beylerini hep çağırdılar, evlerine getirdiler. Ağır misafirlik eylediler."
Düğün: Düğünlerde ziyafet verilir, şenlik yapılırdı.
Kız İsteme: Kız, babasından veya abisinden istenirdi. Kız istemeye büyük ve saygın kişiler giderdi.
Başlık Alma: Kız vermeye karşılık, kızın ailesi başlık isterdi. Kitapta kız kardeşini vermek istemediği için aşırı miktarda başlık isteyen Deli Karçar anlatılmıştır.
Sövüş etme: Misafir için hayvan kesme
Düş Yorma: Rüyalarında gördükleri garip durumları Dede Korkut'a yorumlatıp mana çıkarırlardı. 

DANİŞMENTNAME :
o Anadolu'nun Müslüman Türklerin eline geçmesi sırasında Danişment Melik Gazi'nin gösterdiği kahramanlıkları anlatan bir halk destanı olan Danişmentname 12. yüzyılda anonim olarak ortaya çıkmıştır.
o 13. yüzyılda yazıya geçirilen Danişmentname, İslami Türk destanlarındandır. Destandaki kahramanların yaşamış olması, mekanların Anadolu'daki gerçek mekanlar olması ve yaşananların tarihi gerçekliklere uygun olması, destanın uzun süre tarih kitabı olarak değerlendirilmesine sebep olmuştur.
o İbn-i Ala halk arasındaki rivayetlerin doğrularını toplayıp Danişmentname'yi yazmıştır. Osmanlı hükümdarı II. Murat'ın emriyle Türkçe olarak aralarında manzum parçaların da bulunduğu bir nesir diliyle 17 bölüm halinde yazıldı.
o Danişmentname'nin konusu kısaca 1071 tarihinden sonra Anadolu'daki Türk-Bizans ya da Müslüman- Hristiyan mücadelelerinin bir bölümüdür. Malazgirt savaşından sonra Alp Arslan'ın anlaşma yaptığı Bizanslılar çeşitli sebeplerden sözlerinde durmayınca, Türkler Anadolu'ya çeşitli kollardan girerler. Danişmentname işte bu dönemde Anadolu'nun bir bölümünün fethini anlatan, çoğunlukla rivayetlere dayanan hacimli bir eserdir.
o Eserin kahramanı Melik Danişment  Gazi, Battal Gazi'ye benzer bir kişilik olup, bilgili, dindar ve usta bir kumandandır.
o Eserin Anadolu'da pek çok yazma örneği vardır.

Menkıbe: Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâyelerdir. Din büyüklerinin, mürşitlerin, tarikat büyüklerinin hayatlarını, gösterdikleri kerametleri konu alan eserlere de Menakıbname denir.

Gazavatname: Türk edebiyatında genel olarak savaşları konu edinen yapıtlara gazavatname denir.

İSKENDERNAME :
o Büyük İskender'in yaşam öyküsüne, ideallerine, aşklarına ve savaşlarına dair çeşitli bilgilerin verildiği bir manzumedir.
o Daha önce Firdevsi ve Genceli Nizami tarafından ele alınan bu tema Ahmedî tarafından zenginleştirilmiştir.
o Eserde yer alan 334 beyitlik Osmanlı tarihi ile ilgili bölüm Türkçe yazılmış ilk Osmanlı tarihi kabul edilmektedir.

AHMEDİ: İskendername ve Cemşid ü Hurşid isimli mesnevileriyle ünlü bir 14. yüzyıl Divan edebiyatı şairidir. Din dışı temalarda şiir yazan Ahmedi, mesnevi nazım biçiminin Anadolu'daki kurucu şahsiyetidir.  Mesnevileri, yansıttıkları sosyal yaşam gerçekleri ve içerdikleri tarihsel bilgiler açısından önemlidir. Gazel ve kasidelerini topladığı "Divan"ı da vardır.


Ekleyen : notbak.com