Nüfus Sayımlarının Tarihsel Gelişimi

NÜFUS SAYIMLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

 

nufuss

 

Tarihsel süreçte çeşitli zamanlarda nüfus sayımlarının yapıldığı ve bu sayımların temel amaçları arasında askere alınacak kişileri ve vergi yükümlülüklerini belirlemek olduğu bilinmektedir. Tarihte bilinen ilk nüfus sayımını  M.Ö. 3000 yıllarında Çin’in yaptığı tahmin edilmektedir.(Halka yardım aldatmacasıyla yapıldığı ama asıl nedenin isyancıları bulup cezalandırmak olduğu söylenir.) 1600’lü yıllarda İngiltere ve Fransa coğrafi keşifler sonucu elde ettikleri sömürgelerinde yaşayan nüfusu belirlemek amacıyla çeşitli nüfus sayımları yapmıştır. 

 

20. yüzyıldan önce yapılan nüfus sayımlarının özellikleri:
 

1- Bu sayımlar genel olarak çok dar amaçlara hizmet etmek için ( Asker ve vergi alma işlemleri)
yapılmaktaydı.
2- Bu nüfus sayımları belirli aralıklarla yapılan periyodik sayımlar değildi.
3- Bu sayımlarda elde edilen bilgilerin bulunduğu istatistikler yeterince tutulmamış ve değerlendirilememiştir.
4- Bu sayımlarda ülkeler arasında bir birlik ve uygulamada ortaklık yoktu, dünya ülkeleri kendilerine göre değişik sayım yöntemleri kullanıyordu.3
5- Bu sayımların sonuçları sağlıklı değildi ve düzenli olmadığı için dünya nüfusu hakkında yeterli bilgiler vermiyordu.


İlk modern nüfus sayımı ise 1700’lü yıllarda İskandinav ülkelerinde yapılmıştır (1748-İsveç) İskandinav ülkelerini 1769 yılında Danimarka, 1787 yılında İspanya, 1799 yılında ABD, 1801 yılında İngiltere ve Fransa izlemiştir. Osmanlı Devletinin ilk nüfus sayımını 1831 yılında II. Mahmut asker sayısını ve vergi yükümlülüklerini belirlemek için yapmıştır. Ancak bu sayımda sadece erkekler sayılmıştır.
Türkiye’de  ilk modern nüfus sayımı 1927’de yapılmıştır.

 

cumhuriyetteki ilk nufus sayimi

 

Türkiye’de 2005’ten önce nüfus sayımlarını DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü), 2005’den sonra ise DİE’nün kapatılmasıyla  TÜİK  (Türkiye İstatistik Kurumu) yapmaktadır.
Çin’in ilk modern nüfus sayımı ise 1953 yılında yapılmış ve bu sayımla ülkenin dünya nüfusunu beşte birine sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
 

NÜFUS SAYIMLARI NEDEN YAPILIR?
 

Her ülkede nüfusun sayısının bilinmesi son derece önemlidir.  Çünkü sayımlar sonucu nüfusun yapısının ve özelliklerinin öğrenilmesi ülkelere geleceğe yönelik sosyal, ekonomik ve politik alanlarda planlamalar yapma konusunda yarar sağlamaktadır.Örneğin, ülkede sayımlar sonucu genç nüfusun fazla olduğunun ortaya çıkması bu durumun böyle devam etmesi halinde geleceğe yönelik demografik yatırımların artacağını işaret eder ve ülkede bu soruna yönelik planlama yapma olanağı tanır.
 

20. yüzyıl öncesi sayımlarının amaçları  
 

Asker sayısını belirlemek,
Vergi yükümlülerini belirlemek
Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,
Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması, 
 

Modern nüfus sayımlarının amaçları
 

Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma  yazma seferberliğine başlanması İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,
Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,
Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,
Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması
Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,
Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak,
Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,
 

NÜFUS SAYIMLARI SONUCU ELDE EDİLEN VERİLER

 

Nüfus sayımları sonucunda elde edilen veriler;
1. Nüfus miktarı
2. Nüfus artış hızı ve dağılışı
3. Nüfusun yaş ve cinsiyet durumu
4. Nüfusun kır-kent yerleşimlerine göre dağılımı
5. Aktif nüfusun sektörel dağılımı
6. Nüfusun eğitim durumu
7. İşsizlik oranı
8. Nüfus hareketleri
9. Askerlik çağındaki nüfus
10. Seçmen sayısı


DÜNYA NÜFUS ARTIŞININ TARİHSEL GELİŞİMİ


Nüfus bilimciler insanlık tarihi boyunca nüfus artışında  üç tane önemli sıçrayış dönemi olduğunu savunmaktadır.
 
Dünya Nüfusunun Sıçrama Dönemleri


Bunlardan birincisi (Paleolitik Dönem) 2 milyon yıl önce insanların alet yapmayı öğrenmeleri ile kendi besinleri için avcılık yapabilmesi ve vahşi hayvanlardan korunması ile olmuştur. Dünya nüfusu bir kaç milyon ikenortalama yaşam süresi ise 20-25 yıldır.
 
İkincisi (Neolitik Dönem) 10.000 yıl önce insanların  yerleşik hayata geçip tarım yapmasıyla gerçekleşmiştir. Tarım yapmaya başlamadan önce genelde avcılıkla besinini temin eden insanların tarımla birlikte daha düzenli beslenmeleri ve yerleşik hayatla beraber daha düzenli bir yaşama sahip olmaları nüfuslarının artmasını sağlamıştır. Ortalama yaşam süresi 30 yıldır.

 

Üçüncü büyük sıçrama ise 1750-1850 yılları arasında gerçekleşen Sanayi İnkılâbı ile gerçekleşmiştir. Bu devrimle beraber beslenme ve sağlık koşullarındaki düzelme ölümlerin azalmasını ve ortalama insan ömrünün,uzamasını sağlamıştır.


Sanayi inkılâbının ilk ortaya çıktığı kıta Avrupa Kıtası olduğu için ilk önemli nüfus artışı ve değişimi Avrupa’da yaşanmıştır.Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin 1800’lü yıllarda eriştiği yaşam koşullarına gelişmekte olan ülkeler daha geç ulaşmıştır.
 
Yine bu yıllarda  Thomas Malthus isimli bir bilim adamı "Nüfus Artışı Hakkında Araştırma" isimli tezini yayınlamıştır. Bu tezinde ilerleyen zamanlarda nüfusun hızla artmaya devam edeceğini ve bu artışın doğal kaynakların kendini yenileme hızından daha hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini ve bu durumun böyle gitmesi halinde gelecekte dünyada kıtlık ve salgın hastalıkların baş göstereceğini ileriye sürmüştür. Bu duruma neden olacak kişilerin ise genellikle alt sınıftaki insanlar olduğu düşüncesindeydi. Bu kuram bazı kişilerce kabul edildiği gibi çoğu kimselerce de  reddedildi. Bu görüşe göre dünya kaynaklarından yararlanma konusunda insanlar arasında fazla fark olmazsa nüfus artışının problem olmayacağı  ama sınıf farkı çıkarsa ise olumsuz sonuçlar ortaya çıkacağı ifade edilmiştir.
Günümüze gelindiğinde nüfus artışının ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri ile bağlantılı olduğugörüldü. Genellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızlı nüfus artışı görülürken, gelişmiş ülkelerde bu hızın düşük olduğu görülmektedir.


Günümüzde 6.5 milyar dolaylarında olan dünya  nüfusunun artışı önümüzdeki 50-100 yıl  boyunca artacağı ve 10-15 milyar dolaylarına  gelince artışının duracağı tahmin edilmektedir.
Malthus’un teoremi çok tartışılsa da nüfusun  hızla artacağı ve bu artışta alt tabakadaki insanların (gelişmemiş ülkeler) etkili olacağı fikri  günümüz koşullarında doğruluğunu kanıtlamıştır. Ancak besin kaynaklarının  yetersizliğinden doğacak kıtlık konusundaki  düşünce günümüzdeki intansif (modern)  tarım  teknikleri, gen teknolojisi, biyoteknoloji ve  organik tarım metotları gibi teknolojik ilerlemeler neticesinde gerçekleşme olasılığını yitirmiştir.


Ekleyen : dersimiz.com