Deyimler

DEYİM

Deyim: En az iki sözcükten oluşan, genellikle mecaz anlam taşıyan, kalıplaşmış söz gruplarıdır.

 

hafife almak               önemsiz saymak

eli kulağında               gerçekleşmesi çok yakın

eli uzun                      gördüğü her şeyi aşıran, hırsız

eli açık                       çok para harcayan, cömert

eli sıkı                        kolay kolay para harcamayan, cimri

etekleri tutuşmak        çok telaşlanmak

etekleri zil çalmak       çok sevinmek

göze girmek               sevgi ve güven kazanmak

gözden düşmek           sevgi ve güven yitirmek

göz kırpmamak           hiç uyumamak

göz yummak               kusurları hoşgörüyle karşılamak

kulak asmamak           önem vermemek, dinlememek

kulak kesilmek             bütün dikkatiyle dinlemek

kulak kabartmak         belli etmemeye çalışarak dinlemek

ipe un sermek              bahaneler ileri sürmek, güçlük çıkarmak

ipin ucunu kaçırmak    duruma egemen olamamak

püf noktası                  bir işin en ince ve önemli yeri

tuzu kuru                     işi, kazancı yolunda, kaygısız

uzun lafın kısası           kısacası, özet olarak

yufka yürekli               acıklı durumlara hiç dayanamayan, çok acıyan

yüz kızartıcı                 utandırıcı, utanılacak

 

Kalıplaşmış sözlerdir, sözcüklerin yeri değiştirilemez, sözcüklerin yerine başka sözcükler getirilemez.

tepeden bakmak                               kendini üstün görmek

tereyağından kıl çeker gibi                 çok kolaylıkla

pabucu dama atılmak                        daha iyisine kavuşulunca eskisi bir tarafa itilmek

dut yemiş bülbüle dönmek                 önce çok konuşurken artık sesi çıkmaz olmak

gözleri kan çanağına dönmek             uykusuzluk veya ağlamaktan gözleri kızarmak

 

Bazı deyimler gerçek anlamlıdır.

ismi var cismi yok

yükte hafif pahada ağır

çoğu gitti azı kaldı

iyi gün dostu

hem suçlu hem güçlü

özrü kabahatinden büyük

 

Bazı deyimler aynı / yakın anlamı karşılar.

pot kırmak = gaf yapmak = baltayı taşa vurmak = çam devirmek

göz atmak = göz gezdirmek = gözden geçirmek

görmezlikten gelmek = göz yummak

kabak tadı vermek = temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp koymak

diş bilemek = diş gıcırdatmak

el bağlamak = el pençe divan durmak

eli maşalı = eli bayraklı

evlerden ırak = evlere şenlik

iş işten geçmek = Atı alan Üsküdar'ı geçti.

kendinden geçmek = kendinde olmamak = kendini kaybetmek

kıl payı = ramak kalmak

ocağını söndürmek = ocağına incir dikmek

tavan başına yıkılmak = tepesinden kaynar su dökülmek

yerle bir etmek = taş taş üstünde bırakmamak


Ekleyen : Mehmet Akif Güner