Bulmaca Sözlüğü (S Harfi)

Bulmaca Sözlüğü

Hızlı Aramalar için : Ctrl + F tuşundan sonra aradığınız sözcüğü yazıp ara diyebilirsiniz.

S

Sabah ve öğle arası. : KUŞLUK

Saban demirinin toprakta bıraktığı iz. : ÇİZİ

Sabanın kaldırdığı toprak. : KESEK

Sabit fikir,saplantı. : İDEFİKS

Sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan,üç veya dört kollu halat.:YOMA

Sabun otu,çevgen.:ÇÖVEN

Sac üstünde pişen yufkayı çevirmeye yarayan yassı tahta aygıt : ATARAÇ

Sacda pişirilmiş yuvarlak pide. : BAZLAMA

Saç kepeği,baş konağı.: DONRA

Saç kıvrımı.: LÜLE

Saç lülesi,zülüf.:BÜRÇÜK

Saç örgüsü. : BELİK

Saç tutturacağı. : FİRKETE

Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış durumu.:MEÇ

Saçma atan av tüfeği.:KAVAL

Saçma sapan söz.:YAVE

Saçma. : ABSÜRD

Sadist. : ELEZER

Sadrazam kavuğu.:KALLAVİ

Sadrazamların veya devlet görevlilerinin padişaha verdikleri armağan. : RİKABİYE

Saf yün,pamuk ve sentetik elyaf karışımı bir tür sert kumaş. RA

Saf,tatlı su.:ZÜLAL

Safra.Karaciğerin salgıladığı acı su. : ÖD

Safran,amber ve misk karıştırılarak yapılan güzel bir koku.:ABİR

Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi.:ZERDE

Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç.:ZERDE

Sagu'da denilen ve kimi hurma ağaçlarının özünden çıkarılan nişastalı bir maddeye verilen ad. : HİNT İRMİĞİ

Sağana benzer bir kuş. : SALANGAN

Sağanak sırasında atmosfer elektriğinin boşalmasındaki parlak ışık.:ŞİMŞEK

Sağır ve dilsiz. : AHRAZ

Sağlam ve sert taş. : ÇİNKE

Sağlam,kuvvetli. : EKİDE

Sağlam.:BERK

Sağlamlaştırılmış.: MÜSTAHKEM

Sağlamlaştırma. : TAHKİM

Sağlamlaştırmak.:BER KİTMEK

Sağlık yurdu,hastane. ARÜŞŞİFA

Sahan altlığı. : NİHALE

Sahip çıkanlar,tutanlar. Hz Muhammed'in meclisinde bulunan kimseler. : SAHABE

Sahip,iye. : IS

Sahnede oynanmak için yazılmış oyun. RAM

Sahte,düzmece. : CALİ

Saka kuşu. :KUTAN

Saka Türklerinin ünlü destanı,: ŞU

Sakağı da denilen ve özellikle atlarda görülen ölümcül bir hayvan hastalığı. : RUAM

Sakal. : LİHYE

Sakarya ovasının diğer adı. : AKOVA

Sakat,kötürüm,hasta. :AHNIT

Sakat,malul.: SÖKEL

Sakırga.:KENE

Sakızla tatlandırılmış rakı. : MASTİKA

Sakin deniz. : BONAÇA

Sakinler,bir yerde oturanlar. : SEKENE

Saklambaç oyunu. : EBEKAÇ

Salamuraya yatırılmış yiyecekler için kullanılan sözcük. : MARİNE

Salep bitkisi. : ASILMIŞ ADAM

Salepgillerden,batak lık yerlerde yetişen bir bitki.: DANAKIRANOTU

Salgın hastalık. : EPİDEMİ

Salisilik asidin tuzu. : SALİSİLAT

Salkım durumundaki mavi çiçekleri olan bir bitki. : LOBELYA

Salkımsöğüt. Baklagillerden,sıcak iklimlerde bir çok çeşitleri yetişen ve zamk,boya gibi maddelerinden yararlanılan bir ağaç. : AKASYA

Salya. : RİK

Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit.:ÇİTEN

Saman ve çamur karışımı ilkel tuğla. : KERPİÇ

Saman yığını.: TINAZ

Samanından ayrılmamış arpa,buğday yığınları. : NAMLI

Samanla karışık tahıl. : MALAMA

Samanlık. : MEREK

Samanyolu. : KEHKEŞAN

Samaryumun simgesi. : SM

Samit'de denilen ve sözsüz oynanan köy seyirlik oyunlarının genel adı, dilsiz.:LAL

Samoa takımadaları devletinin para birimi.:TALA

San Marino'nun plaka.:FARAZİ

Sanal. : FARAZİ

Sanayi ve tarımda kullanılan,tekerlekl er üzerine kurulmuş,istenilen yere çekilebilen patlamalı motor veya buhar makinesi.:LOKOMOBİL

Sanayi,endüstri. : URAN

Sancağı,yelkeni veya sereni direkten aşağı alma.Yelken indirme. : ARİYA

Sancak. : LİVA

Sancı. : BURU

Sandalları asmaya yarayan ve gemilerin bordalarında bulunan dikmelere verilen ad.:MATAFORA

Sanma,zannetme.:ZEHA P

Sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık bir bitki.:KURTPENÇESİ

Sap yüklemede ve harman aktarmada kullanılan tahta tarım aracı.:ANADUT

Sapaklık,aykırılık. : ANOMALİ

Sapı veya ortası omuza geçirilebilen tek veya iki gözlü bir tür çanta. : HEYBE

Sapınç. : ABERASYON

Sapındaki liflerden halat,çuval gibi kaba örgüler yapılan bir bitki.:KENEVİR

Sapkınlık. ALALET

Saplantı,sabit fikir.:İDEFİKS

Sapları ve yeşil çiçek tomurcukları sebze olarak yenen bir bitki.:BROKKOLİ

Saplı tencere.:KAÇARULA

Sara hastalığı. : EPİLEPSİ:TUTARIK: YİLBİK

Sararmayı gidermek için beyaz çamaşırların son suyuna karıştırılan mavi renkte bir toz boya.:ÇİVİT

Sararmış,solgun,sarı . : ZERD

Saray. ARÜSSAADE

Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. : ENDERUN

Sardalye yavrusu. APALİNA

Sardunya adasının kuzeybatı kıyısında İtalya'ya ait bir ada.:ASİNARA

Sarhoş olmak. : ESRİMEK

Sarhoşlar. : MESTAN

Sarhoşluk. EKR

Sarı çiçekli,acı ve kokulu bir ot.:ANDIZOTU

Sarı çiçekli,keskin kokulu bir bitki.(Turşulara lezzet ve koku vermek için kullanılır).:ÇÖRDÜK

Sarı humma virüsü. : AMARİL

Sarı renkli bir üzüm cinsi. : EMİRALİ

Sarı tüylü kedi. ARMAN

Sarık. ESTAR

Sarımsağın antibiyotik etkisini gösteren maddelerinden biri.: ALİSİN

Sarımsı yeşil renkli cam parıltılı magnezyum ve demirli silikat. : OLİVİN .: PERİDOT

Sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz ipek kumaş.:ABANİ

Sarısabır da denilen bir süs bitkisi. : AZVAY

Sarkıt. TALAKTİK

Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme. : ANAVATA

Sarmal. : HELİSEL

Sarmaşık,tırmanıcı bitki. : AŞAK

Sarp bölgede kurulmuş Kafkas dağ köyleri. : AUL

Sarp geçit. : AKABE

Sarp kayalık çıkıntı.:KORNİŞ

Sarp sıradağlar.:BALKAN

Sarp,dik.: YALMAN

Satıcının,mal sahibi adına sattığı şeyden aldığı yüzdelik,satımlık. : PEYİKE

Satır aralığı.:ESPAS

Satışa başlamak. İFTAH

Satrançta bir değerlendirme ve klasman sistemi.:ELO

Satürn gezegeninin en büyük uydusu. : TİTAN

Satürn'ün bir uydusu. : REA

Savaş gemilerindeki asma yatak.:BRANDA

Savaş meydanı. : MAREKE

Savaşçı,okçu. : VAKKAS

Savaşlarda giyilen zırh. : ÇOKAL

Savaşta tutsak edilen veya satın alınan ve sahibinin üzerinde tam bir kullanım hakkı bulunan kadın.:KARAVAŞ

Sayfa çevresine çekilen çizgi.: ZIH

Sayfa düzeni.: MİZANPAJ

Saygı ile ağırlama. : İZAZ

Sayı boncuğu,çörkü. : ABAKÜS

Sayı farkı. : AVERAJ

Sayılar,harfler ve semboller kullanılarak açılan bir çeşit fal.:CİFİR

Sayılmış. : MADU

Sayım. Toplanma. : TADAT

Sayısal. : DİJİTAL

Sayma,sayılma. : AD

Saymaca . : İTİBAR

Saz takımında usul vurmaya yarayan tef. : DAİRE

Saz veya kamıştan yapılmış kulübe.:HUĞ

Saz,kamış,hasır otu. : KOFA : KİLİZ

Sazan balığı familyasından bir tatlı su balığı.:AKKEFAL

Sazan familyasından vücudu yandan basık,sarı pullu,eti tatsız,kılçıklı bir tatlı su balığına verilen ad. : ÇAPAK

Sazana benzer bir tatlı su balığı.: KARAKEÇİ

Sazı kurmaya yarayan burgu,kulak.: KÖK

Sazın en ince ses veren teli.: ZİR

Sazlık,kamışlık. : KİLİZMAN : BİŞE

Sebze bahçesi.:BOSTAN

Seçenek.:ALTERNATİF

Seçici kurul.: JÜRİ

Seçimin sonuçsuz kalması.:BALOTAJ

Seçkin bir sanat yapıtının taklidi. : PASTİŞ

Seçmecilik yanlısı,seçmeci.:EKL EKTİK

Seçmeli yemek. : ALAKARD

Seçmesiz yemek. : TABLDOT

Sedir. : DİVAN

Sekiz hecelik dizelerden oluşmuş bir İspanyol şiir türü.: ROMANS

Sekiz sesten oluşan ses dizisi. KTAV

Sekizer hecelik dört dizeden oluşan Hint edebiyatına özgü şiir türü. : ŞLOKA

Selam anlamında Latince sözcük.:AVE

Selam veya teşekkür için eğilerek veya dizleri kırarak yapılan hareket. : REVERANS

Selçuklu şehzadelerin eğitimiyle uğraşan öğretmen,lala.:ATABE Y

Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli vezirlere verilen san.:ATABEK

Selenterelerden,topl u yada tek başına yaşayabilen basit yapılı hayvan. : POLİP

Selin getirdiği kumlu toprak. : MİL

Selülozun bir türevi.:KİTİN

Semazenlerin giysisi. : TENNURE

Semer,oturmalık. : EYER

Semirtme.:BESİ

Senegal'in başkenti. AKAR

Senet. : BELGİT

Senfonik şiirde küçük melodi parçası. : LAYTMOTİF

Sentetik bir kumaş. : PERLON

Sentetik polyester lifleri veya ipliği.:TERGAL

Sepicilikte ve hekimlikte kullanılan tadı buruk bir madde. : TANEN

Sepilenerek boyanmış ve cilalanmış deri. Özellikle ciltçilikte kullanılan bitkisel sepileme görmüş keçi derisi.: SAHTİYAN

Sepilenmiş koyun derisi.: MEŞİN

Serap,pusarık.:ILGIM :AL

Serap. :AL

Serbest bırakılmış cariyeler , veya köleler,azatlılar. : UTEKA

Serbest biçimdeki geleneksel Türk güreşi.: KARAKUCAK

Serbest vuruş.:FRİKİK

Serçegillerden küçük bir kuş.:BECET

Sert bir metal. : KORİNDON

Sert buğdaydan elde edilen,taneleri iri,glutence zengin un.:İRMİK

Sert kabuklu,iri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi. : KEÇİMEMESİ

Sert ve siyah renkli tahta. : ABANOZ

Sert,kaba. : ANİF

Sert,katı. : BERK

Serumda meydana gelen antikor.:AGLÜTİNİN

Servet.:NEVA

Servi ağacı.: ANDIZ

Servigillerden,dipte n dallanan bir süs bitkisi.: MAZI

Seryum elementinin simgesi. : CE

Seryum filizlerinde bulunan,gri renkli bir element.:İTRİYUM

Ses yitimi:. AFONİ

Ses,ahenk,nağme.:NEV A

Seslerin aralarında hiç kesinti olmadan birbirini izlemeleri gerektiğini belirten müzik terimi. : LEGATO

Sessiz sinemanın üç büyük komedyeninden biri olan gülmeyen adam Buster Keaton'un Avrupa'da yaygın olarak bilinen adı.:MALEK

Sessiz,huzurlu.:ASUD E

Sevap.:ECİR

Sevgi,dostluk.:VEDAT

Sevgili,yar. : EMRE

Sevgilinin dudağı. : LAL

Sevgilinin saçı.: ZÜLÜF

Sevinçli. : ŞAD

Seyelan. : AKI

Seyhan ırmağının en uzun ve en önemli kolu. : ZAMANTI

Seyir işaretlerini taşımaya, bir geçidi bir tehlikeyi belirtmeye yarayan yüzer cisim. : ŞAMANDIRA

Seyrek dokunmuş delikli bir kumaş. : ETAMİN

Seyrek dokunmuş,astarlık ince bez.: SALAŞPUR

Seyrek taneli,kırmızı benekli bir üzüm cinsi. : YAPINCAK

Seyrek ve eğreti dikiş.: TEYEL : İLİNTİ

Seyrek ve yuvarlak taneli bir çeşit üzüm. : DİMYAT

Seyrekçe örülmüş büyük torba.:ÇUVAL

Seyyar ızgara. : BARBEKÜ

Seyyar soba. : SALAMANDRA

Sezar'ın selamlama şekli. : AVE

Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklılığı kükürtle arttırılmış kauçuk. : EBONİT

Sıcak bölgelerde yetişen kerestesinden kaplamada yararlanılan çok sert bir ağaç.: TİK

Sıcak bölgelerde yetişen ve keçiboynuzu'na benzer meyveleri reçel ve şerbet yapımında kullanılan bir ağaç. EMİRHİNDİ

Sıcak bölgelerde yetişen yaşlı bir ağaç.:BAN

Sıcak iklimlerde yetişen bir bitki.İlaç olarak kullanılan bir baharat. : KAKULE

Sıcak parçanın ansızın suyun içine daldırılmasıyla elde edilen çatlak cam türü.:KRAKELE

Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç.:ANZAROT

Sıcak ülkelerde yetişen,dini törenlerde yakılan ve yanarken güzel koku veren,odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç.:ÖD AĞACI

Sıcak ve ılık denizlerde yaşayan bir balık. : İSPAROZ

Sıcak ve ılık denizlerin kıyı bölgelerinde yaşayan kemikli bir balık türü. ARIKUYRUK

Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf. : KÜNEFE

Sıcak,kızgın,yakıcı. :HAR

Sıcak,nemli iklimlerde oluşan,parlak kırmızı yada kahverengiye çalan kırmızı renkli,demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak.:LATERİT

Sığ deniz. : NERİTİK

Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan altı düz tekne. : ŞAT

Sığ sulardaki çalılıkların dibinde yaşayan küçük balık.:ANABAS

Sığınak.:MELAZ

Sığır sürüsü. : NAHIR

Sığır sürüsünün otlamaya gitmeden önce toplandığı yer.:GEZEKLİK

Sığır tüccarı,kasaplık hayvan tüccarı.Koyun,keçi,s ığır gibi kesilecek hayvanların ticaretini yapan kimse.. : CELEP

Sığır vebası. : ÇOR

Sığır,öküz anlamında sözcük. : BAKAR

Sığırcık. : LALESAR

Sığırın öd kesesinden çıkan taş : HARAZA

Sığırın öd kesesinden çıkan taş. : HARAZA

Sığırtmaç,sığır çobanı. : BAKKAR

Sığla yağı'da denilen ve günlük ağacından elde edilen balsam.:TIGALA

Sıhhi.:HİJYENİK

Sık dokunmuş yünlü bir kumaş türü.:ÇUHA

Sık gözlü ağ.: TOR

Sık sık hastalanan,sağlıksız kimse.: NANEMOLLA

Sıkı dokunmuş bir tür, ağır pamuklu kumaş. : DİMİ

Sıkı kapanan bir fermuar türü.:ZİP

Sıkılmış üzümün cibresinden yapılan sert bir Fransız içkisi. : MARK

Sıkıntı,dert. : GAİLE: BUN : KASVET

Sıkıntı,üzüntü.:KOYU NTU

Sıkıştırılmış bitki tellerinden yapılan mukavva yada tahta. : FİBER

Sıkıştırma aleti,pres.:CENDERE

Sıkma,sıkarak bağlama.: ŞET

Sınır boyu. : SERHAT

Sınır geçme izni. : PASAVAN

Sınır nişanı.:URA

Sınır,uç. : HAD

Sınırdan geçiş belgesi. : LESEPASE

Sır saklamayan.:BEYHAN

Sır,gizli tutulan şey.:RAZ

Sır.:GİZEM

Sıralaç. : KLASÖR

Sıraları geriye veya kenarlara doğru yükselen tiyatro salonu.:AMFİTEATR

Sıralayan. : RATİB

Sırf buğday yolmakta çalıştırılan tarım işçisi. : ABERECİ

Sırlar. : SERAİR

Sırma veya gümüş işlemeli bir tür ipekli kumaş. : BROKAR

Sırmayla işlenmiş,sırmalı.:ZE RKAR

Sırsız seramik.Sarıdan kızıl kahveye kadar değişik renklerde tuğla ve kiremitten çok daha düzgün,ince dokulu pişmiş toprak. : TERRAKOTTA

Sırt yüzgeci uzun ve geniş küçük bir balık.:HOROZBİNA

Sırtta taşınan yük.:ŞELEK

Sıska. : ARIK

Sıtma tedavisinde kullanılan bir ilaç.:ATEBRİN

Sıvı yakıtı kolayca yanabilecek taneciklere ayırarak püskürten araç.:BRÜLÖR

Sıvılaştırılmış petrol gazı.:LPG

Sibirya Ren geyiği./Amerika Ren geyiği. : KARİBU

Sicilya kökenli Newyork mafyasına verilen ad. : COSANOSTRA

Sigara artığı. : İZMARİT

Sigortada yapılan değişiklikleri gösteren ve poliçeye eklenen belge.:ZEYİLNAME

Sih dininin kurucusu. : NANAK

Sihlerin Hindistan'da kurmak istedikleri bağımsız devletin adı. :HALİSTAN

Sihlerin kutsal kitap olarak belledikleri peygamber öğretilerine verilen ad,/ Hindu üstadına verilen ad. : GURU

Siirt ve Diyarbakır yörelerinde düzenlenen "cigor" şenliği sırasında yapılması gelenekselleşmiş olan bumbar dolmasına verilen ad. : ZİMBİLOK

Siirt yöresine özgü,kurut da denilen kurutulmuş yoğurt. : KEŞK

Silah olarak kullanılan ağır topuz.:GÜRZ

Silah,zırh gibi savaş aracı. USAT

Silahlı. : MÜSELLAH

Silindir.:ÜSTÜVANE

Silindirik alet mili.Demir çubuk. : BARA

Silis grubundan değerli bir mineral. : OPAL

Simetri : BAKIŞIM

Simge,sembol. : TİMSAL

Simge. : REMİZ : REMZ

Simyacıların kurşuna verdikleri ad.: AABAMA

Sina yarımadasının ortasında yer alan çöl.:TİH

Sincap. : ÇEKELEZ

Sinek. : CİBİN

Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği'nin kısa yazılışı. ESAM

Sinema filmlerinin kültür,eğitim amacıyla korunduğu,saklandığı yer. : SİNEMATEK

Sinema ve tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri.: TRÜK

Sinemacılıkta kamerayla geniş bir mekanın taranmasına verilen ad. : PAN

Sinir ağrısı. : NEVRALJİ

Sinir hücresinin gövde kısmından çıkan tek uzun uzantı.:AKSON

Sinir sistemini , duyu organlarını oluşturan ve embriyonun dış yüzünü örten tabakaya verilen ad. : EKTODERM

Sinir tellerini kesme ameliyatı. : LOBOTOMİ

Sinirbilim. : NÖROLOJİ

Sinop'un bir ilçesi. : AYANCIK

Siper. : KAZAMAT

Sir Alexander Fleming tarafından 1928'de bulunan,metabolizma ürünlerinden elde edilen antibiyotik. ENİSİLİN

Sivas yöresinde yaygın halay türü bir halk oyunu.: AŞİRET

Sivilce. :AKNE

Sivrisineğe benzer bir böcek.:ÜVEZ

Sivrisineğe benzer çok küçük bir sinek türü.:KUMUK

Siyah kan damarı,toplardamar.: VERİT

Siyaha boyanmış Sibirya tilkisi kürküne verilen ad. : SİTKA

Siyaha yakın koyu yeşil. : NEFTİ

Siyasal erkin birkaç kişilik bir kümenin elinde bulunduğu yönetim. LİGARŞİ

Slav alfabesi.:KİRİL

Slayt. İA: DİAPOZİTİF

Slovakya'nın plaka işareti. K

Soğan ve benzeri katmerli şeylerin iç kısmı.:CÜCÜK

Soğanlı bir süs bitkisi.:AMARİLİS

Soğanlı et yemeği. : YAHNİ

Soğuk denizlerde yaşayan bir fok türü.: OTARİ

Soğuktan donmak.:BUYMAK

Soğurma,emme. : MAS

Soğutma özelliği olan,soğutucu.:FRİGO RİFİK

Soğutulmuş olarak sunulmak üzere içinde buzla kokteyl malzemelerin çalkalandığı çift çeperli kapalı maşrapa. HAKER

Sohbet toplantıları düzenleyen ve yöneten kişiye bazı yörelerde verilen ad.:YAREN

Sokakta bulunan sahipsiz eşya. : LUKATA

Sokakta bulunan sahipsiz eşya.:LUKATA

Sokulgan.:CİVELEK

Sola ait,sola ilişkin.:YESARİ

Soluk borusu. : TRAKEA

Soluk kahverengi,karnı beyaz tüylü,kısa kulaklı,postundan kürk yapılan memeli bir hayvana verilen ad. : KARSAK

Soluk tıkanımı: ASFİKSİ.

Somun ile sıkıştırılacak parça arasına yerleştirilen,hafif bombeli ortası delik parça.:RONDELA

Somurtkan.:ABUS

Son,işin sonu. : ENCAM

Sonbahar.:BAĞBOZUMU

Sonda. : KATETER

Sonradan çıkan adet.:BİDAT

Sonradan görme.:BULDUMCUK

Sonradan ortaya çıkan.:ARIZ

Sonradan,sonraları anlamında bir belirteç.:BİLAHARE

Sonsuz,ebedi.:CAVİDA N

Sonsuz,ucu bucağı olmayan.: NAMÜTENAHİ

Sonsuz. : HALİT

Sonsuzluk. : EBET

Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. : SEHİV

Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. EHİV

Sonucu önceden düşünüp önlem alan. : DURENDİŞ

Sorguç.: TUĞ

Soruşturma.: TAHKİK

Sosyal. : İÇTİMAİ

Sovyet edebiyat eleştirmeni Mihail Mihailoviç Bahtin'in takma adı. : VOLOŞİNOV

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nin ilk yıllarında uygulanan Yeni Ekonomi Politikasını simgeleyen harfler.:NEP

Sovyetler Birliği döneminde para yerine kullanılmak üzere 1921 ve 1922'de kabul edilen emek hesap birimi. : TRUD

Sovyetlerde Gulag kamplarındaki tutuklulara verilen ad. : ZEK
Soy ağacı.: ŞECERE

Soykırım,katliam. : JENOSİT

Soylu Arap atı. : KÜHEYLAN

Soylular,aristokrasi .:ZADEGAN

Soylular. : KİRAM

Soyluluk,ululuk. : KEREM

Soyluluk.HASEP

Soymuk doku,soymuk borusu. : FLOEM

Soyoluş.:FİLOGENEZ

Soysuz,dejenere. : YOZ

Soytarı. : KAŞMER

Soyu karışmış Avrupalı.:LEVANTEN

Soyu tükenmiş bir kuş. : DODO

Soyunda şair yokken,hiçbir eğitim görmeden kendi kendine şair olan kimse.:NABİGA

Soyut bir şeyin,bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya.: AMBLEM

Soyut,mücerret. : ABSTRE

Sömürge. : KOLONİ: MÜSTEMLEKE

Söndürme.,borcu ödeme. : İTFA

Sönmemiş kireç.: KİLS

Söylenti. : TEVATÜR

Söyleyiş özelliği. : ŞİVE

Söz dizimi. : NAHV : NAHİV

Söz geçirirlik,saygınlık .:FORS

Söz karışıklığı. ARAFAZİ

Söz yitimi. : AFAZİ

Söz,konuşma. : HANEK

Söz,sözleşme. : KAVİL

Söz. : KELAM

Sözcü. : RAPORTÖR

Sözçatar. : STAND-UP

Sözle,bakışla,telkin yoluyla sağlanan bir tür uyku.:İPNOTİZMA

Sözlerinin bütünü veya çoğu şarkı olarak söylenen müzikli tiyatro eseri. PERA

Sözlük yazarlığı,sözlük bilgisi.:LEKSİKOGRAF İ

Sözlükbilimci.:LEKSİ KOLOG

Sözsel anlatım bozukluğu. :AKATAFAZİ

Sözü boş yere uzatma : ITNAP

Sözü boş yere uzatma : İTNAP

Sözü geçen,etkili olan.:NAFİZ

Steteskop kaşifi Fransız hekim.:RENE THEOPHİLE LAENNEC

Stoacılık. : REVAKIYE

Stronsiyum'un simgesi. : SR

Su kıyılarında yaşayan, sırtı mavi ve yeşil, karnı pas rengi bir kuş. / İskele kuşuna verilen ad. : YALIÇAPKINI

Su bahçesi. : AKUALAND

Su baldıranı da denilen bir bitki. U REZENESİ

Su buharı gücüyle çalışan gemi.: VAPUR

Su buharı.:BUĞU

Su deposu. : SARNIÇ

Su dolabı. : NAURE

Su düzeyindeki sıra kayalar. : RESİF

Su geçirmez,kukuletalı kısa ceket. : ANORAK

Su kabağından yada ağaçtan oyulmuş maşrapa. : SUSAK

Su kabarcığı. : HABBE

Su kıyılarında setler kuran,kürkü değerli bir hayvan. : KUNDUZ

Su kıyılarında veya taşların altında yaşayan kınkanatlı böcek.:AGONUM

Su kıyılarında yaşayan çok iri bir kuş. ELİKAN

Su kıyılarında yetişen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki.:EĞİR

Su kızağı. : JETSKİ

Su samuru ve kürkü. : LUTR

Su tavuğu. : KALİNİS

Su ve sulu şeyler koymaya yarayan kulplu,emzikli kap.: İBRİK

Su yolu : AKAÇ

Su yosunu. :ALG

Su yüzündeki sıra kayalar.:RESİF

Subaylar.: ZABİTAN

Suç.:CÜRÜM

Suçlama.:TÖHMET

Suçüstü.:CÜRMÜMEŞHUT

Suda büyük derinliklere dalabilen insanlı bağımsız araç.:BATİSKAF

Suda giyilen başlık. : BONE

Suda yaşayan,sevilen,beya z eti için avlanan,iri bir böcek. : ISTAKOZ

Suda yüzdürülerek çekilen veya herhangi bir yere asılan cismin sağa sola çarpmasını önleyen donanım. : ACEVELE

Sulak yerlerde yetişen,yaprakları salata olarak kullanılan bir bitki.:KUZUKULAĞI

Sulamaya ve yangın söndürmeye yarayan araç. : AROZÖZ

Sularını bir denize veya göle gönderen bölge. : MAİLE

Sulavesi Adalarında yaşayan bir manda. : ANOA

Sulavesi adalarında yaşayan cüce bir manda.: ANOA

Sulfata,sıtma ilacı. : KİNİN

Sulu darı hamurunun ekşitilmesiyle yapılan bir içecek.:BOZA

Sulu,cıvık hamur.:BULAMAÇ

Suluboya resmi. : AKVAREL

Sunak. : ALTAR

Surinam plakası.: SME

Suriye kıyısında oturmuş Sami kökenli antik halk.:FENİKELİLER

Suriye,Filistin,Mezo potamya ve Irak Arap edebiyatında kullanılan bir rubai. : ATABE

Suriye'de oturan Samilerin büyük tanrıçasının yaygın adı.:İŞTAR

Suriye'nin plakası. : SYR

Susama benzeyen, tohumları acı olan,halk hekimliğinde tedavi ettiğine inanılan bir bitki.:ÜZERLİK

Susamın ezilmesiyle elde edilen yağlı besin.:TAHİN

Suşi gibi çiğ balıkla yapılan bir Japon yemeği.: SAŞİMİ

Suyu alınmış meyve artığı. : KÜSPE

Suyu emme,ıslanma anlamında eski sözcük.:NAK

Suyun buz tutması ile kaynaması arası seksen eşit parçaya bölünerek elde edilen sıcak ölçer. : REOMÜR

Suyun arklara paylaştırıldığı yer. : ANAVUL

Sülük yapıştırma. : İLAK

Sülük. : ALAK

Sülüngillerden soyu azalmış bir kuş türü.:TURAÇ

Sümerlerde gök tanrısı.:ANU

Sümerlerde sağlık tanrıçası. : BO

Sümerlerde toprak tanrısı. : ENKİ

Sümüksü doku.:MUKOZA

Sünger taşı. ONZA

Sünnet etme. : HİTAN

Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babaya yakın bir hak taşıyan kimse. : KİRVE

Süpürge otu,funda. : ERİKA

Süpürge otu.: PÜREN

Süpürge sapı. : TARA

Süpürge.:CARU

Sürat korkusu. : TAKOFOBİ

Süratli,en çabuk. : ESRA

Süre ölçer.:KRONOMETRE

Süreç. : VETİRE

Süreç.:VETİRE

Sürekli olarak aç kalma. ÖNGEL ORUCU

Sürekli su akan boru. : MASLAK

Sürekli,iyice yerleşmiş. : PAYİDAR

Sürekli,sonsuz. AİM

Sürgen doku.:MERİSTEM

Sürgün. : LİNET

Sürme.: RASTIK

Sürükleyerek götürme.:CER

Sürüldükten sonra nadasa bırakılan tarla. : HERK

Sürülmemiş sert toprak. : BAİRE

Sürülmemiş tarla.Bakımsız bağ,bahçe. : KELEME

Sürülmemiş,ot bürümüş toprak.: MALAZ

Sürüngen hayvanların genel adı. : KELER

Sürünün sıcakta dinlendiği gölgelik. : EĞLEK

Süryani takvimine göre sekizinci ay.:İYAR

Süs için yapılmış kumaş kıvrımı. Lİ

Süs iğnesi. : BROŞ

Süs lalesi.:BÜRÇÜK

Süs olarak kullanılan ziynet,altın taklidi sarı tenekeden pul. : PENES

Süs. : BEZEK İRAYE

Süsleme,tezyin. : DONATA

Süslemecilikte kullanılan çok parlak,yeşil ve pembe dalgalı sedef.:ARUSEK

Süsleri olan kumaş. : FİSTO

Süslü taş mezar. : LAHİT

Süslü,güzel.:ZİBA

Süslü. : ZİBA

Süt kardeş. : RADİ

Süt kardeşi anlamında yerel bir sözcük.: EMİŞİK

Süt mamulleri imalathanesi. : MANDIRA

Süt şekeri. : LAKTOZ

Sütte bulunan protein. : KAZEİN

Sütten kesilmiş sığır yavrusu.:BUZAĞI

Süzgeç,kevgir. : AYIRT : İLİSTİR : ELESTİR

Süzülmüş et veya tavuk suyu. : KONSOME

Süzülmüş et veya tavuk suyu.:KONSOME


Ekleyen : dersimiz.com